Vous avez cherché: girmekten (Turc - Français)

allah, gökleri ve yeri kaos içine girmekten alıkoymaktadır.
allah retient les cieux et la terre pour qu'ils ne s'affaissent pas.

onların (durumu) içlerine korkarak girmekten başkası değildir.
de tels gens ne devraient y entrer qu'apeurés.

bu, günaha girmekten korkanlarınız içindir. sabrederseniz sizin için daha iyi.
ceci est autorisé à celui d'entre vous qui craint la débauche; mais ce serait mieux pour vous d'être endurant.

İşte bunlar, oralara korka korka girmekten başka birşey yapmazlar.
de tels gens ne devraient y entrer qu'apeurés.

bu, köle ile evlenme yolu, günaha ve sıkıntıya girmekten korkanınız içindir. sabretmeniz sizin için daha hayırlıdır.
ceci est autorisé à celui d'entre vous qui craint la débauche; mais ce serait mieux pour vous d'être endurant.

sen, körleri de şaşkınlıktan, yanlış yola girmekten kurtaramazsın.sen ancak, âyetlerimize iman etmeye yatkın kimselere çağrını duyurabilirsin. Çünkü onlar hakka teslim olurlar.
tu n'es pas celui qui guide les aveugles hors de leur égarement. tu ne fais entendre que ceux qui croient en nos versets et qui sont alors entièrement soumis [musulmans].

onu, allah'tan başka taptığı şeyler (o zamana kadar tevhid dinine girmekten) alıkoymuştu. Çünkü kendisi inkarcı bir kavimdendi.
or, ce qu'elle adorait en dehors d'allah l'empêchait (d'être croyante) car elle faisait partie d'un peuple mécréant.

bu sayfaya girmenize izin verilmemektedir. bu sayfaya girmek için gerekli erişim haklarınız bulunmamaktadır.
vous n’avez pas l’autorisation d’entrer sur cette page. vous ne possédez pas les droits d’accès requis.