Vous avez cherché: hazırladı (Turc - Français)

Üç pasta hazırladı.
elle a préparé trois gâteaux.

partisi için bir pasta hazırladı.
elle a cuit un gâteau pour sa fête.

allah onlara şiddetli bir ceza hazırladı.
allah leur a préparé un dur châtiment.

allah onlar için şiddetli bir azap hazırladı.
allah a préparé pour eux un dur châtiment.

sizi sıcaktan koruyacak elbiseler ve sizi savaşlarınızda koruyacak elbiseler hazırladı.
et il vous a procuré des vêtements qui vous protègent de la chaleur, ainsi que des vêtements [cuirasses, armures] qui vous protègent de votre propre violence.

allah onlar için, süresiz kalacakları, altından ırmaklar akan cennetler hazırladı.
allah a préparé pour eux des jardins sous lesquels coulent les ruisseaux, pour qu'ils y demeurent éternellement.

allah onlara, altından ırmaklar akan cennetler hazırladı. İçlerinde ebedi kalacaklar.
allah a préparé pour eux des jardins sous lesquels coulent les ruisseaux, pour qu'ils y demeurent éternellement.

kadın, onların dedikodusunu işitince onları davet etti. onlar için konforlu yerler hazırladı.
lorsqu'elle eut entendu leur fourberie, elle leur envoya [des invitations,] et prépara pour elles une collation; et elle remit à chacune d'elles un couteau.

bundan sonra avşalom kendisine bir savaş arabası, atlar ve önünde koşacak elli kişi hazırladı.
après cela, absalom se procura un char et des chevaux, et cinquante hommes qui couraient devant lui.

ardından sığırlara koştu. körpe ve besili bir buzağı seçip uşağına verdi. uşak buzağıyı hemen hazırladı.
et abraham courut à son troupeau, prit un veau tendre et bon, et le donna à un serviteur, qui se hâta de l`apprêter.

allah onlar için âhirette de pek çetin bir azap hazırladı. artık siz ey akıl sahipleri, ey iman etmiş kullarım!
allah a préparé pour eux un dur châtiment.

kadınların kendisini yermesini işitince onları davet etti; koltuklar hazırladı; geldiklerinde her birine birer bıçak verdi.
lorsqu'elle eut entendu leur fourberie, elle leur envoya [des invitations,] et prépara pour elles une collation; et elle remit à chacune d'elles un couteau.

kadın onların oyunlarını işitince, onlara haber gönderdi. kendilerine, yaslanarak yiyebilecekleri bir sofra hazırladı ve her birine bir bıçak verdi.
lorsqu'elle eut entendu leur fourberie, elle leur envoya [des invitations,] et prépara pour elles une collation; et elle remit à chacune d'elles un couteau.

kâfirlere ise gayet acı bir azap hazırladı. [3,81; 42,13; 5,109; 7,6]
et il a préparé aux infidèles un châtiment douloureux.

derken, zengin adama bir yolcu uğradı. adam gelen konuğa yemek hazırlamak için kendi koyunlarından, sığırlarından birini almaya kıyamadığından yoksulun kuzusunu alıp yolcuya yemek hazırladı.››
un voyageur arriva chez l`homme riche. et le riche n`a pas voulu toucher à ses brebis ou à ses boeufs, pour préparer un repas au voyageur qui était venu chez lui; il a pris la brebis du pauvre, et l`a apprêtée pour l`homme qui était venu chez lui.

2008 yılında aÇa, ortak araştırma merkezi ve dünya sağlık Örgütü avrupa ile işbirliği içinde, fiziksel, biyolojik ve sağlık etkilerini kapsayan 40’ı aşkın göstergeyi temel alan iklim etkileri raporunu hazırladı.
en 2008, l'aee a élaboré, en partenariat avec le centre commun de recherche (ccr) et l'organisation mondiale de la santé (oms), un rapport sur les impacts du climat sur la base de plus de 40 indicateurs couvrant les impacts physiques, biologiques et sur la santé.

(kadın) onların düzenlerini işitince, onlara (bir davetçi) yolladı, oturup dayanacakları yerler hazırladı ve her birinin eline (önlerindeki meyveleri soymaları için) bıçak verdi. (yusuf'a da:) "Çık, onlara (görün)" dedi.
lorsqu'elle eut entendu leur fourberie, elle leur envoya [des invitations,] et prépara pour elles une collation; et elle remit à chacune d'elles un couteau.