Hai cercato la traduzione di tepeden aşağı da Turco a Inglese

tepeden aşağı
downhill

biz tepeden aşağı koştuk.
we ran down the hill.

o, tepeden aşağı gitti.
he went down the hill.

aşağı
down

& aşağı
knowny

ona tepeden bakmamalısın.
you shouldn't look down on him.

bu tepeden aşağı yaklaşımın halen var olması beni rahatsız etti.
what troubled me was that this top-down approach is still around.

onlar ona tepeden baktılar.
they looked down on him.

tepeden konuşmayın!› ›› simgesidir).
lift not up your horn on high: speak not with a stiff neck.

tepeden tırnağa sırılsıklam olmuştu.
she was soaked from head to foot.

bu gördüğünüz japon makağı bir kar topu yapmış, şimdi o kar topunu tepeden aşağı yuvarlayacak.
and this japanese macaque has made a snowball, and he or she's going to roll down a hill.

Çünkü mavi çizgide olmak daha iyidir. kırmızı çizgiyse tepeden aşağı iniştir, mavi çizgi iyidir.
because the blue line is a better line. the red line is way downhill, the blue line is a good line.

o, tepelerde aşağı yukarı yürürken nefes nefese idi.
she was out of breath from walking up and down hills.

kazadan kurtulanlar ve polis kaynakları kamyonun yüksek hızla bir tepeden aşağı inerken kontrplak yüklü treyler bölümünün birdenbire otobüsün yaklaşmakta olduğu karşı şeride geçiverdiğini belirtti.
survivors and police sources said the truck was going down the hill at high speed when its plywood-loaded trailer suddenly veered into the opposite lane as the bus was approaching.

ayağa kalkıp İsayı kentin dışına kovdular. onu uçurumdan aşağı atmak için kentin kurulduğu tepenin yamacına götürdüler.
and rose up, and thrust him out of the city, and led him unto the brow of the hill whereon their city was built, that they might cast him down headlong.

İblis onu yeruşalime götürüp tapınağın tepesine çıkardı. ‹‹tanrının oğluysan, kendini buradan aşağı at›› dedi.
and he brought him to jerusalem, and set him on a pinnacle of the temple, and said unto him, if thou be the son of god, cast thyself down from hence:

burada yapmaya çalıştığımız şey, bu teknolojileri mimaride 'zeminden yukarı' inşaat yaklaşımlarını oluşturmak için kullanmaktır. bu da, günümüzde kullanılan maddenin üzerine yapıyı yükleyen 'tepeden aşağı' viktorya dönemi teknikleriyle tezatlık göstermektedir.
so what we're trying to do is, we're trying to push these technologies towards creating bottom-up construction approaches for architecture, which contrast the current, victorian, top-down methods which impose structure upon matter.

uğultulu tepeler
wuthering heights