プロの翻訳者、企業、ウェブページから自由に利用できる翻訳レポジトリまで。
folle
Çılgın
最終更新: 2011-10-23
使用頻度: 1
品質:
egli l'ha resa folle d'amore.
aşktan yüreğinin zarı delinmiş.
最終更新: 2014-07-03
使用頻度: 1
品質:
per grazia di allah tu non sei un folle,
ki sen, cin tasallutuna uğramış değilsin; rabbinin nimeti sayesinde,
最終更新: 2014-07-03
使用頻度: 1
品質:
le folle lo interrogavano: «che cosa dobbiamo fare?»
halk ona, ‹‹Öyleyse biz ne yapalım?›› diye sordu.
最終更新: 2012-05-05
使用頻度: 1
品質:
possiamo solo dire che uno dei nostri dèi ti ha reso folle”.
"ancak şu kadarını diyebiliriz ki; "tanrılarımızdan bazısı seni fena çarpmış".
最終更新: 2014-07-03
使用頻度: 1
品質:
警告:見えない HTML フォーマットが含まれています
quando gesù ebbe finito questi discorsi, le folle restarono stupite del suo insegnamento
İsa konuşmasını bitirince, halk onun öğretişine şaşıp kaldı.
最終更新: 2012-05-05
使用頻度: 1
品質:
ammonisci dunque, poiché per grazia del tuo signore non sei né un indovino né un folle.
(ey muhammed!) sen hatırlat, öğüt ver. rabbinin nimeti sayesinde sen ne kâhinsin, ne de mecnûn.
最終更新: 2014-07-03
使用頻度: 1
品質:
e le folle prestavano ascolto unanimi alle parole di filippo sentendolo parlare e vedendo i miracoli che egli compiva
filipusu dinleyen ve gerçekleştirdiği belirtileri gören kalabalıklar, hep birlikte onun söylediklerine kulak verdiler.
最終更新: 2012-05-05
使用頻度: 1
品質:
vedendo le folle ne sentì compassione, perché erano stanche e sfinite, come pecore senza pastore
kalabalıkları görünce onlara acıdı. Çünkü çobansız koyunlar gibi şaşkın ve perişandılar.
最終更新: 2012-05-05
使用頻度: 1
品質:
la sua fama si diffondeva ancor più; folle numerose venivano per ascoltarlo e farsi guarire dalle loro infermità
ne var ki, İsayla ilgili haber daha da çok yayıldı. kalabalık halk toplulukları İsayı dinlemek ve hastalıklarından kurtulmak amacıyla akın akın geliyordu.
最終更新: 2012-05-05
使用頻度: 1
品質:
gesù stava scacciando un demonio che era muto. uscito il demonio, il muto cominciò a parlare e le folle rimasero meravigliate
İsa adamın birinden dilsiz bir cini kovuyordu. cin çıkınca adamın dili çözüldü. halk hayret içinde kaldı.
最終更新: 2012-05-05
使用頻度: 1
品質:
disse [faraone]: “davvero il messaggero che vi è stato inviato è un folle”.
(fir'avn): "size gönderilen bu elçiniz mutlaka delidir" dedi.
最終更新: 2014-07-03
使用頻度: 1
品質:
警告:見えない HTML フォーマットが含まれています
sul far del giorno uscì e si recò in un luogo deserto. ma le folle lo cercavano, lo raggiunsero e volevano trattenerlo perché non se ne andasse via da loro
sabah olunca İsa dışarı çıkıp ıssız bir yere gitti. halk ise onu arıyordu. bulunduğu yere geldiklerinde onu yanlarında alıkoymaya çalıştılar.
最終更新: 2012-05-05
使用頻度: 1
品質:
salì in una barca, che era di simone, e lo pregò di scostarsi un poco da terra. sedutosi, si mise ad ammaestrare le folle dalla barca
İki tekneden simuna ait olanına binen İsa, ona kıyıdan biraz açılmasını rica etti. sonra oturdu, teknenin içinden halka öğretmeye devam etti.
最終更新: 2012-05-05
使用頻度: 1
品質:
allora cominciò a fare il pazzo ai loro occhi, a fare il folle tra le loro mani; tracciava segni sui battenti delle porte e lasciava colare la saliva sulla barba
akiş görevlilerine, ‹‹Şu adama bakın!›› dedi, ‹‹delinin biri! onu neden bana getirdiniz?
最終更新: 2012-05-05
使用頻度: 1
品質:
perché aveva un'unica figlia, di circa dodici anni, che stava per morire. durante il cammino, le folle gli si accalcavano attorno
Çünkü on iki yaşlarındaki biricik kızı ölmek üzereydi. İsa oraya giderken kalabalık onu her yandan sıkıştırıyordu.
最終更新: 2012-05-05
使用頻度: 1
品質:
diceva ancora alle folle: «quando vedete una nuvola salire da ponente, subito dite: viene la pioggia, e così accade
İsa halka şunları da söyledi: ‹‹batıda bir bulutun yükseldiğini görünce siz hemen, ‹sağanak geliyor› diyorsunuz, ve öyle oluyor.
最終更新: 2012-05-05
使用頻度: 1
品質:
mentre questi se ne andavano, gesù si mise a parlare di giovanni alle folle: «che cosa siete andati a vedere nel deserto? una canna sbattuta dal vento
yahyanın öğrencileri ayrılırken İsa halka yahyadan söz etmeye başladı. ‹‹Çöle ne görmeye gittiniz?›› dedi. ‹‹rüzgarda sallanan bir kamış mı?
最終更新: 2012-05-05
使用頻度: 1
品質:
possiamo solo dire che uno dei nostri dèi ti ha reso folle”. disse: “mi sia testimone allah, e siate anche voi testimoni, che rinnego tutto ciò che associate
"senin tanrılarımızdan biri tarafından çarpıldığını söyleriz," dedi ki: "allah'ı tanık tutuyorum, siz de tanık olun ki ben uzağım sizin ortak koştuğunuz "
最終更新: 2014-07-03
使用頻度: 1
品質:
警告:見えない HTML フォーマットが含まれています
le donne in città malignavano: “la moglie del principe ha cercato di sedurre il suo garzone! egli l'ha resa folle d'amore.
Şehirde bir takım kadınlar: "valinin karısı hizmetçisini baştan çıkarmaya çalışıyor," dediler, "ona çılgıncasına aşık.
最終更新: 2014-07-03
使用頻度: 1
品質:
警告:見えない HTML フォーマットが含まれています