検索ワード: püüdsid (エストニア語 - トルコ語)

siis nad püüdsid taas teda kinni võtta aga ta pääsis nende käest.
onu yine yakalamaya çalıştılarsa da, ellerinden sıyrılıp kurtuldu.

ta rääkis ka ja ajas juttu kreekakeelsete juutidega; aga need püüdsid teda tappa.
dili grekçe olan yahudilerle konuşup tartışıyordu. ama onlar onu öldürmeyi tasarlıyorlardı.

veebilehekülje url, mida püüdsid avada või kus viibisid@ info/ rich crash situation example
gezinmekte olduğunuz web sitesi@ info/ rich crash situation example

ja pärast seda käis jeesus mööda galileamaad, sest ta ei tahtnud käia juudamaal, kuna juudid püüdsid teda tappa.
bundan sonra İsa celilede dolaşmaya başladı. yahudi yetkililer onu öldürmeyi amaçladıkları için yahudiyede dolaşmak istemiyordu.

aga kui laevamehed püüdsid laevast põgeneda ja paati merre lasksid, nagu tahaksid nad laeva ninast ankrut sisse lasta,
bu sırada gemiciler gemiden kaçma girişiminde bulundular. baş taraftan demir atacaklarmış gibi yapıp filikayı denize indirdiler.

projekt, mida püüdsid avada, on juba avatud. kui soovid projekti uuesti laadida, siis sulge see enne taasavamist.
açmak istediğiniz proje zaten açık. proje yeniden yüklemek istiyorsanız, tekrar açmadan önce projeyi kapatın.

jüngrid ütlesid temale: „rabi, äsja püüdsid juudid sind kividega visata ja sa lähed jälle sinna?”
Öğrenciler, ‹‹rabbî›› dediler, ‹‹yahudi yetkililer demin seni taşlamaya kalkıştılar. yine oraya mı gidiyorsun?››

ja ülempreestrid ja kirjatundjad püüdsid selsamal tunnil pista käed tema külge, kuid nad kartsid rahvast, sest nad said aru, et ta nende kohta oli ütelnud selle tähendamiss
İsanın bu benzetmeyi kendilerine karşı anlattığını farkeden din bilginleriyle başkâhinler onu o anda yakalamak istediler, ama halkın tepkisinden korktular.

sellepärast püüdsid nüüd juudid veel enam teda tappa, et ta mitte ainult ei olnud pannud mikski hingamispäeva, vaid oli ka ütelnud jumala oma isa olevat, tehes ennast jumala sarnaseks.
İşte bu nedenle yahudi yetkililer onu öldürmek için daha çok gayret ettiler. Çünkü yalnız Şabat günü düzenini bozmakla kalmamış, tanrının kendi babası olduğunu söyleyerek kendisini tanrıya eşit kılmıştı.

kõik ta pojad ja tütred püüdsid teda trööstida, kuid ta ei lasknud ennast trööstida, vaid ütles: „ma lähen tõesti leinates oma poja juurde hauda!” ja tema isa nuttis teda taga.
bütün oğulları, kızları onu avutmaya çalıştılarsa da o avunmak istemedi. ‹‹oğlumun yanına, ölüler diyarına yas tutarak gideceğim›› diyerek oğlu için ağlamaya devam etti.