検索ワード: nemojte (セルビア語 - トルコ語)

nemojte ucveliti udovice i sirote.
‹‹dul ve öksüz hakkı yemeyeceksiniz.

imam jednu poruku: nemojte da zabrljate.
bu konuda bir mesajım var: yüzünüze gözünüze bulaştırmayın.

i reèe im: nemojte, braæo, èiniti zla.
‹‹kardeşler, lütfen bu kötülüğü yapmayın›› dedi,

nemojte da nas pomešate -- samo imamo isto ime :)
bizi karıştırmayın - sadece adlarımız aynı!

zato obrežite srce svoje, i nemojte više biti tvrdovrati.
yüreklerinizi rabbe adayın, bundan böyle dikbaşlı olmayın.

nemojte kušati gospoda boga svog kao što ga kušaste u masi.
massada olduğu gibi, tanrınız rabbi denemeyeceksiniz.

oni posmatraju šta vi radite -- nemojte da ih izneverite».
yaptıklarınızı izliyorlar - onları hayal kırıklığına uğratmayın."

slušajte i èujte, nemojte se ponositi, jer gospod govori.
Çünkü rab konuştu.

nemojte da se istrebi koleno porodica katovih izmedju levita;
‹‹kehat boylarının levililerin arasından yok olmasına yol açmayın.

«nemojte očekivati da vlada ponese ostavku posle ovih rezultata.
başbakan pero bukeyloviç, "bu sonuçlardan sonra hükümetin istifa etmesini beklemeyin.

prvi dan neka bude sabor sveti, nijedan posao ropski nemojte raditi.
İlk gün kutsal bir toplantı düzenleyecek, gündelik işlerinizi yapmayacaksınız.

nijedan posao ropski nemojte raditi, nego prinesite žrtvu ognjenu gospodu.
o gün gündelik işlerinizi yapmayacak, rab için yakılan sunu sunacaksınız.› ››

“nemojte napraviti grešku da pomislite da taj princip drugim zemljama nije bitan.
haftalık hırvat gazetesi globus'ta yayınlanan bir röportajda prodi, "bu prensibin diğer ülkeler için önemli olmadığını düşünmek gibi bir yanılgı içine girmeyin.

ali ako prvi put ulazite kod nekog u taksi, nemojte se iznenaditi ako naiđete na tišinu.
İlk defa bir taksiye bindiğinizde sessizlikle karşılaşırsanız şaşırmayın ya da hayal kırıklığına uğramayın.

ali ruvim kad èu to, izbavi ga iz ruku njihovih rekavši: nemojte da ga ubijemo.
ruben bunu duyunca yusufu kurtarmaya çalıştı: ‹‹canına kıymayın›› dedi,

nikada nemojte započinjati tuču ili pretiti vozaču. za čas će se stvoriti njegove kolege da mu pomognu.
asla kavga çıkarmayın ya da şoförü tehdit etmeyin, çünkü diğer taksiciler anında yardımına koşacaklardır.

a sada nemojte žaliti niti se kajati što me prodadoste ovamo, jer bog mene posla pred vama radi života vašeg.
beni buraya sattığınız için üzülmeyin. kendinizi suçlamayın. tanrı insanlığı korumak için beni önden gönderdi.

nemojte jesti sirovo ni u vodi kuvano, nego na vatri peèeno, s glavom i s nogama i s drobom.
eti çiğ veya haşlanmış olarak değil, başı, bacakları, bağırsakları ve işkembesiyle birlikte kızartarak yiyeceksiniz.

ali vi nemojte tako; nego koji je najveæi medju vama neka bude kao najmanji, i koji je starešina neka bude kao sluga.
‹‹ama siz böyle olmayacaksınız. aranızda en büyük olan, en küçük gibi olsun; yöneten, hizmet eden gibi olsun.

"reformisti nemojte odustajati, uprkos krvi na ulicama", pozvao je u svom naslovu liberalni dnevnik radikal.
liberal görüşlü radikal gazetesi manşetinde, "reformcular pes etmeyin, sokaktaki kanlara rağmen" diye çağrıda bulundu.