検索ワード: çıkıyorlardı (トルコ語 - アフリカーンス語)

bir gün petrusla yuhanna, saat üçte, dua vaktinde tapınağa çıkıyorlardı.
en petrus en johannes het saam na die tempel opgegaan op die uur van die gebed, die negende uur.

davut ağlaya ağlaya zeytin dağına çıkıyordu. başı örtülüydü, yalınayak yürüyordu. yanındaki herkesin başı örtülüydü ve ağlayarak dağa çıkıyorlardı.
en dawid het die hoogte van die olywe opgeklim, terwyl hy aldeur loop en ween; en sy hoof was bedek, en hy het kaalvoet geloop; en al die mense wat by hom was, hulle het elkeen sy hoof bedek en opgegaan en aldeur geween.

"Çatı katlarından, bodrumlardan mahzenlerden, lağımlardan uzun sıralar halinde sendeleyen öbekler gün ışığında titreşmek, kendi çevrelerinde dönüp insanların yakınında ölmek üzere ortaya çıkıyorlardı."
"hulle het uit slote, tonnels, gate, kelders en riole gekruip" "hulle kom huiwerig uitgekruip in lang rye en strompel uit in die lig, om net op die rug om te keer en te vrek."

güvenli kipten çıkıyorsunuz. tüm iletişim şifrelenmemiş bir şekilde sürdürülecektir. bu nedenle sizden başkası aktarmak istediğiniz veriyi izleyebilir.
jy word aangaande na los beveilig modus. transmissies sal nee langer wees encrypted. hierdie beteken wat 'n derde party kon observeer jou data in oordrag.