検索ワード: dolaylı (トルコ語 - セルビア語)

dolaylı derleme
индиректна израда

dolaylı ilişkiler:
Индиректне везе:

doğrudan ya da dolaylı olarak hepimizi etkiliyor.
posredno ili neposredno, kriza nas pogađa sve.

dolaylı ilişkiler:arazi örtüsündeki değişiklikler yoluyla
Индиректне везе:

halk, dolaylı vergi ve fiyatlardaki yeni zamları hoş karşılamadı.
javnost nije pozdravila novo povećanje akciza i cena.

derneğe göre bu da basın özgürlüğüne dolaylı bir kısıtlama getiriyor.
to predstavlja indirektno ograničavanje slobode medija, ističe udruženje novinara.

dolaylı ilişkiler:tüketim yoluyla arazi örtüsündeki değişiklikler yoluyla
Индиректне везе:

altyapı ve know-how üzerinde de pek çok dolaylı etki yaşanmış durumda.
takođe postoje mnogi indirektni uticaji na infrastrukturu i stručne službe.

arnavutluk anayasasının yanı sıra hukuki kesinlik ilkesini dolaylı yoldan ihlal edebilir.
„odlaganjima ... može indirektno da se prekrši albanski ustav, kao i načelo pravne sigurnosti.

dolaylı ilişkiler:arazi örtüsündeki değişiklikler yoluyla, seller ve kuraklıklar yoluyla
Директне везе:

Ülke ayrıca en yüksek dolaylı sermaye vergisi ve en düşük kurumlar vergisini de kaydetti.
zemlja je takođe zabeležila najveću implicitnu poresku stopu na kapital i najniži korporativni porez,

hırvatistan'da 100,000 iş kolu, doğrudan ya da dolaylı olarak turizmle bağlantılı.
u hrvatskoj je sa turizmom direktno ili indirektno povezano što hiljada radnih mesta.

siyaset analisti deyan vuk stankoviç, kaçakların sırp makamlarından doğrudan veya dolaylı yardım aldıklarından emin.
politički analitičar dejan vuk stanković ubeđen je da su begunci imali direktnu ili indirektnu pomoć srpskih vlasti.

bulgaristan parlamentosu dolaylı vergiler ve gelir vergisi yasalarında 2006 yılından itibaren geçerli olacak değişiklikleri kabul etti.
bugarski parlament usvojio je izmene zakona o akciznim taksama i porezu na lične dohotke koje će stupiti na snagu 2006. godine.

anlaşma, piyasaların ve yatırımcıların ona nasıl tepki vereceğine bağlı olarak bulgaristan üzerinde bazı dolaylı etkilere yol açabilir.
sporazum bi mogao da ima određeni indirektan uticaj na bugarsku, u zavisnosti kako će tržišta i investitori reagovati na njega.

"doğrudan veya dolaylı olarak, devletin yaşamını garantiye alması gerektiği hayaline hiçbir zaman sahip olmadı.
"on nikada nije imao iluziju da bi država, direktno ili indirektno, trebalo da mu obezbedi egzistenciju.

bu çalışmaların sonuçları ortada, ancak bu insanlar belgrad'da doğrudan ya da dolaylı olarak vatan haini ilan edildi.
rezultati njihovog rada su vidljivi, ali su oni u beogradu, direktno ili indirektno, označeni kao izdajnici.

fakat uzmanlar, girişimin, batılı güçlerin müslümanlara karşı olumlu olduğunu göstermek istemesinden dolaylı olarak yardım gördüğünü de iddia ediyor.
međutim, eksperti takođe tvrde da je inicijativa indirektno pomognuta činjenicom da zapadne sile žele da pokažu da su pozitivne prema muslimanima.

bosna-hersek(bh) bakanlar kurulu, ülkeye dolaylı vergi sistemini getirecek yasa tasarısını onayladı.
savet ministara bosne i hercegovine (bih) odobrilo je nacrt zakona kojim se uvodi posredni sistem oporezivanja.

ancak makedonya, sırbistan'a uygulanan ekonomik yaptırımların ve ihtilaf yüzünden yugoslav pazarının ve diğer pazarların kaybedilmesinin etkilerini dolaylı yoldan hissetti.
međutim, makedonija je indirektno trpela posledice ekonomskih sankcija protiv srbije i gubitka jugoslovenskog i ostalih tržišta zbog sukoba.