検索ワード: konuşuyorlardı (トルコ語 - ドイツ語)

derken yola çıktılar, aralarında konuşuyorlardı.
da zogen sie los und flüsterten dabei einander zu:

bütün bu olup bitenleri kendi aralarında konuşuyorlardı.
und sie redeten miteinander von allen diesen geschichten.

o anda musayla İlyas öğrencilere göründü. İsayla konuşuyorlardı.
und es erschien ihnen elia mit mose und hatten eine rede mit jesu.

yusufun konuştuklarını anladığını farketmediler, çünkü onunla çevirmen aracılığıyla konuşuyorlardı.
sie wußten aber nicht, daß es joseph verstand; denn er redete mit ihnen durch einen dolmetscher.

aralarında, ‹‹mezarın girişindeki taşı bizim için kim yana yuvarlayacak?›› diye konuşuyorlardı.
und sie sprachen untereinander: wer wälzt uns den stein von des grabes tür?

o anda görkem içinde beliren iki kişi İsayla konuşmaya başladılar. bunlar musa ile İlyastı. İsanın yakında yeruşalimde gerçekleşecek olan ayrılışını konuşuyorlardı.
und siehe, zwei männer redeten mit ihm, welche waren mose und elia;

aynı şekilde başkâhinler ve din bilginleri de onunla alay ederek aralarında, ‹‹başkalarını kurtardı, kendini kurtaramıyor›› diye konuşuyorlardı.
desgleichen die hohenpriester verspotteten ihn untereinander samt den schriftgelehrten und sprachen: er hat anderen geholfen, und kann sich selber nicht helfen.

ya sen güzel türkçe konuşuyorsun
oh danke danke