プロの翻訳者、企業、ウェブページから自由に利用できる翻訳レポジトリまで。
nebatat baharat acika
nebatat spice acika
最終更新: 2013-11-01
使用頻度: 1
品質:
参照:
kandil için zeytinyağı, mesh yağıyla güzel kokulu buhur için baharat,
de l`huile pour le chandelier, des aromates pour l`huile d`onction et pour le parfum odoriférant;
最終更新: 2012-05-05
使用頻度: 1
品質:
参照:
kandil, mesh yağı ve güzel kokulu buhur için baharat ve zeytinyağı getirdiler.
des aromates et de l`huile pour le chandelier, pour l`huile d`onction et pour le parfum odoriférant.
最終更新: 2012-05-05
使用頻度: 1
品質:
参照:
kim koklamak için aynısını yaparsa halkının arasından atılacaktır.›› kabuğundan yapılan güzel kokulu bir baharat olduğu sanılıyor.
quiconque en fera de semblable, pour le sentir, sera retranché de son peuple.
最終更新: 2012-05-05
使用頻度: 1
品質:
参照:
onu görmeye gelenler her yıl armağan olarak altın ve gümüş eşya, giysi, silah, baharat, at, katır getirirlerdi.
et chacun apportait son présent, des objets d`argent et des objets d`or, des vêtements, des armes, des aromates, des chevaux et des mulets; et il en était ainsi chaque année.
最終更新: 2012-05-05
使用頻度: 1
品質:
参照:
Çeşitli baharat, çok miktarda altın ve değerli taşlarla yüklü büyük bir kervan eşliğinde yeruşalime gelen kraliçe, aklından geçen her şeyi süleymanla konuştu.
elle arriva à jérusalem avec une suite fort nombreuse, et avec des chameaux portant des aromates, de l`or en très grande quantité, et des pierres précieuses. elle se rendit auprès de salomon, et elle lui dit tout ce qu`elle avait dans le coeur.
最終更新: 2012-05-05
使用頻度: 1
品質:
参照:
saba kraliçesi krala 120 talant altın, çok büyük miktarda baharat ve değerli taşlar armağan etti. krala o kadar baharat armağan etti ki, bir daha bu kadar çok baharat görülmedi.
elle donna au roi cent vingt talents d`or, une très grande quantité d`aromates, et des pierres précieuses. il ne vint plus autant d`aromates que la reine de séba en donna au roi salomon.
最終更新: 2012-05-05
使用頻度: 1
品質:
参照:
onu özel olarak hazırlanmış, güzel kokulu çeşit çeşit baharat dolu bir sedyeye yatırarak davut kenti'nde kendisi için yaptırdığı mezara gömdüler. onuruna çok büyük bir ateş yaktılar.
on l`enterra dans le sépulcre qu`il s`était creusé dans la ville de david. on le coucha sur un lit qu`on avait garni d`aromates et de parfums préparés selon l`art du parfumeur, et l`on en brûla en son honneur une quantité très considérable.
最終更新: 2012-05-05
使用頻度: 1
品質:
参照: