検索ワード: yıkıldı (トルコ語 - フランス語)

tahıl yok oldu, ambarlar boş kaldı, depolar yıkıldı.
les semences ont séché sous les mottes; les greniers sont vides, les magasins sont en ruines, car il n`y a point de blé.

eşek rabbin meleğini görünce, balamın altında yıkıldı. balam öfkelendi, değneğiyle eşeği dövdü.
l`ânesse vit l`ange de l`Éternel, et elle s`abattit sous balaam. la colère de balaam s`enflamma, et il frappa l`ânesse avec un bâton.

onlardan öncekiler düzen kurmuşlardı. bunun üzerine allah, binalarının temelini çökertti de tavanları başlarına yıkıldı.
ceux qui ont vécu avant eux, certes, ont comploté, mais allah attaqua les bases mêmes de leur bâtisse.

bu bina, naya bus parkı'nda bugünkü depremde yıkıldı; nepal güvenlik kuvvetleri içeride bulunan yaşlı bir kadını kurtarmak için uğraşıyor
ce bâtiment s'est effondré à naya bus park dans le séisme d'aujourd'hui ; les forces de sécurité népalaises travaillent au sauvetage d'une femme âgée à l'intérieur

sağ kalanlar afek kentine kaçtılar. orada da yirmi yedi bin kişinin üstüne surlar yıkıldı. ben-hadat kentin içine kaçıp bir iç odaya saklandı.
le reste s`enfuit à la ville d`aphek, et la muraille tomba sur vingt-sept mille hommes qui restaient. ben hadad s`était réfugié dans la ville, où il allait de chambre en chambre.

dolakha bölgesi ağır darbe aldı, nepal polisi'nin kaydettiği bilgiye göre evlerin %90'ı yıkıldı ve 34 ölüm vakası meydana geldi.
le district de dolakha a été particulièrement atteint, avec 34 morts connus et 90 % de maisons écroulées, selon les première informations collectées par la police népalaise.

hangi bilge kişi buna akıl erdirecek? rabbin seslendiği kişi kim ki, sözünü açıklayabilsin? Ülke neden yıkıldı? neden kimsenin geçemediği bir çöle dönüştü?
où est l`homme sage qui comprenne ces choses? qu`il le dise, celui à qui la bouche de l`Éternel a parlé! pourquoi le pays est-il détruit, brûlé comme un désert où personne ne passe?

(kurdun yemesiyle değnek çürüyüp de ona dayalı duran süleyman) yıkılınca (onun öldüğü anlaşıldı ve) anlaşıldı ki eğer cinler gaybı bilselerdi, o küçük düşürücü azab içinde kalmazlardı.
puis lorsqu'il s'écroula, il apparut de toute évidence aux djinns que s'ils savaient vraiment l'inconnu, ils ne seraient pas restés dans le supplice humiliant [de la servitude].