検索ワード: görsünler (トルコ語 - 簡体字中国語)

benim azabım ve uyarılarım nasılmış (görsünler)
我的刑罚和警告是怎样的！

benim azabım ve uyarılarım nasılmış (görsünler diye).
我的刑罚和警告是怎样的！

o da asasını attı. bir de ne görsünler, asa korkunç bir ejderha oluvermiş.
他就扔下他的手杖，那条手杖忽然变成一条蟒；

ardından musa asâsını attı; bir de ne görsünler, onların uydurduklarını yutuyor!
穆萨就扔下他的手杖，那条手杖忽然吞下了他们所幻化的（大蛇）。

İnsanlara gelince, ‹‹tanrı hayvan olduklarını görsünler diye insanları sınıyor›› diye düşündüm.
我 心 裡 說 、 這 乃 為 世 人 的 緣 故 、 是 神 要 試 驗 他 們 、 使 他 們 覺 得 自 己 不 過 像 獸 一 樣

böylelikle musa da asasını bırakıverdi, bir de (ne görsünler) o, uydurmakta olduklarını yutuveriyor.
穆萨就扔下他的手杖，那条手杖忽然吞下了他们所幻化的（大蛇）。

bunun üzerine asasını bırakıverdi, bir de (ne görsünler) o, açıkça bir ejderha oluverdi.
他就扔下他的手杖，那条手杖忽然变成一条蟒；

bunun üzerine musa asasını atıverdi; bir de ne görsünler, asa apaçık koca bir yılan (oluvermiş)!
他就扔下他的手杖，那条手杖忽然变成一条蟒；

derken mûsâ da değneğini yere attı; bir de ne görsünler: o, büyücülerin göz boyayarak uydurup ortaya koydukları şeyleri yutuveriyor!
穆萨就扔下他的手杖，那条手杖忽然吞下了他们所幻化的（大蛇）。

‹‹hiç kimse kandil yakıp onu gizli yere ya da tahıl ölçeğinin altına koymaz. tersine, içeri girenler ışığı görsünler diye onu kandilliğe koyar.
沒 有 人 點 燈 放 在 地 窨 子 裡 、 或 是 斗 底 下 、 總 是 放 在 燈 臺 上 、 使 進 來 的 人 得 見 亮 光

bu nedenle İsanın kardeşleri ona, ‹‹buradan ayrıl, yahudiyeye git›› dediler, ‹‹Öğrencilerin de yaptığın işleri görsünler.
耶 穌 的 弟 兄 就 對 他 說 、 你 離 開 這 裡 上 猶 太 去 罷 、 叫 你 的 門 徒 也 看 見 你 所 行 的 事

onlar, yeryüzünde gezip dolaşmıyorlar mı ki, kendilerinden öncekilerin nasıl bir sona uğradıklarını görsünler. allah, onları yerle bir etti. o kafirler için de bunun bir benzeri vardır.
难道他们没有在大地上旅行，以观察前人的结局是怎样的吗？真主又毁灭了他们。不信道的人们，将有同样的结局。

biz de mûsa'ya şöyle vahyettik: "hadi at asanı!" bir de ne görsünler, asa, onların ortaya getirdikleri şeyleri yalayıp yutuyor.
我启示穆萨说：你抛出你的手杖吧。于是，那条手杖立刻消灭了他们所幻化的（大蛇）。

ey iman edenler, inkar edenlerden size en yakın olanlarla savaşın; sizde 'bir güç ve caydırıcılık' görsünler. ve bilin ki gerçekten allah takva sahipleriyle beraberdir.
信道的人们啊！你们要讨伐邻近你们的不信道者，使他们感觉到你们的严厉。你们知道，真主是和克己者在一起的。

(bunlar,) yeryüzünde hiç gez(ip dolaş)madılar mı ki kendilerinden öncekilerin sonunun nasıl olduğunu görsünler? onlar, (bunlardan) daha güçlü idiler. ne göklerde ne de yerde allah'ı engelleyecek bir şey var. o, bilendir, güçlüdür.
难道他们没有在大地上旅行，以观察前人的结局是怎样的吗？前人比他们势力更大。真主是天地间任何物不能使他无奈的，他确是全知的，确是全能的。