検索ワード: çalışarak (トルコ語 - 英語)

Çalışarak, pazarlarımızı genişletebiliriz.
with work, we can expand our markets.

başarısına çok çalışarak ulaştı.
she attained her success through hard work.

dün bütün günü çalışarak geçirdim.
yesterday i spent the whole day working.

çalışarak öğreniyorsunuz, öğrenerek çalışıyorsunuz.
you work by learning, and you learn by working.

bütün günü fransızca çalışarak geçirdim.
i spent all day studying french.

bütün geceyi test için çalışarak geçirdi.
he spent all night cramming for the test.

beraber çalışarak, bir gün barışı yaratabiliriz.
by working together, we can create peace one day.

bu çeşitli şeylere anlamaya çalışarak bakınıyordum.
these were the various things that i was looking at as i was trying to understand it.

birlikte çalışarak, bütün evi çabucak temizlediler.
working together, they cleaned the entire house in no time.

bütün dünü o rapor hakkında çalışarak harcadım.
i spent all yesterday working on that report.

burada bir hafta çalışarak ne kadar kazanabilirim?
how much could i make a week working here?

tartışarak daha az ve çalışarak daha çok zaman harcayalım.
let's spend less time arguing and more time working.

her gün fransızca çalışarak ne kadar zaman harcarsın?
how much time do you spend studying french every day?

biraz ödünç para almaya çalışarak tüm kasabayı koştum.
i ran all over town trying to borrow some money.

budistler tüm yaşamlarını varoluşun doğasını anlamaya çalışarak geçirirler.
the buddhist spends all their lifetime trying to understand the nature of existence.

ben utanarak, dolaylı bir şekilde, sinsi olmamaya çalışarak.
me shyly, obliquely, trying not to be furtive.

dün o kırık radyoyu tamir etmeye çalışarak iki saat harcadım.
i spent two hours yesterday trying to fix that broken radio.

broz: en önemli öğüdü, çalışarak ve dürüstçe yaşamamız yönündeydi.
broz: the ultimate advice was to live by your work and honesty.

2007 yılında, washington eyaleti islah departmanı ile dört hapishaneyle çalışarak,
in the year 2007, i started a partnership with the washington state department of corrections.

benim ilk tatmin edici heykelimi, bu balıkçılarla ortak çalışarak yaptım.
my first satisfying sculpture was made in collaboration with these fishermen.