検索ワード: öğrendiğini (トルコ語 - 英語)

dersini öğrendiğini umuyorum.
i hope you learned your lesson.

bu dili nerden öğrendiğini soruyoruz.
how did he learn it?

tom'la fransızca öğrendiğini duyuyorum.
i hear you're studying french with tom.

o, sınıfta öğrendiğini deneyde uyguladı.
she applied what she had learned in class to the experiment.

niçin öğrendiğini bilen daha iyi öğrenir.
he who knows why he learns, learns better.

tom'un nerede fransızca öğrendiğini merak ediyorum.
i wonder where tom studied french.

ve bu aslında dna'nın bir şekilde öğrendiğini gösteriyor.
and what that means is that dna is, in effect, learning.

tom, mary'nin araba sürmeyi nerede öğrendiğini bilmiyor.
tom doesn't know where mary learned how to drive.

demokrat parti'ye öğrendiğini umduğum bir ders verildi."
the democratic party has been given a lesson which i hope it has learned," udovicki said.

dna'nın bilgi biriktirdiğini, böylelikle bir nevi öğrendiğini gördük.
we've seen that dna learns in a sense, it accumulates information.

Öğrendiğim kadarıyla hayat zormuş.
life was hard as far as i learnt.