検索ワード: İyi ki varsın (トルコ語 - 英語)

iyi ki varsın
fortunate that you exist

İyi ki doğdun!
happy birthday!

İyi ki kimse ıslanmadı.
luckily nobody got wet.

İyi ki doğdun, muiriel!
happy birthday, muiriel!

İyi ki, hiçbir yolcu yaralanmadı.
fortunately, no passengers were injured.

tabi ki var.
well, there is.

iyi ki dogdun
happy birthday to you

iyi ki seni tanıdım
glad i got to know you

setimes'a konuşan seyret, "İyi ki olmuş.
"it's a good thing he was caught," seyret told setimes.

İyi ki artık belli bir yaşa geldim de seyahat edemediğimi bahane edebiliyorum.
luckily, i'm old enough that i can complain i can't travel.

benim birtanem canim yegenim iyi ki
my sweetheart

İyi ki bu var çünkü avuç içine iki elektrot koyarak deride terleme sonucu oluşan direnç değişikliğini ölçebiliriz.
and that's fortunate, because we can put two electrodes on your palm and measure the change in skin resistance produced by sweating.

burada, bu binanın önünde, eminim ki var.
here, in front of this building, i'm sure.

ama iyi ki yapmışım, çünkü turuncu renk bana hiç yakışmaz.
but good thing i did, because i don't look good in orange.

karmaşık tepkimelere girebilir. ne iyi ki bunların bazıları mimarlıkla ilgili.
it can undergo complex reactions, some of which are happily architectural.

o kadar iyiydi ki, o ana kadar gerçek bir foie gras yemedeğimi düşünüyorum.
so much so that i don't think i had ever really had foie gras until that moment.

biliyor musunuz? bu o kadar iyi ki Çocuklar için bir marşmelov kitabı istiyoruz
you know what? this is so good that we want a marshmallow book for children.

size bir musibet gelip çatarsa şöyle diyecektir: "İyi ki onlarla birlikte şehit olmadım. allah bana lütufta bulundu."
if a misfortune befalls you, he says, "indeed allah has favoured me in that i was not present among them."