検索ワード: ben evdeyim (トルコ語 - 英語)

ben evdeyim.
i am at home.

ben evde kalacağım.
i will stay at home.

ben eve geç döndüm.
i came back home late.

ben ev ödevimi bitirdim.
i have finished my homework.

ben eve gitmeden önce ayrıldı.
she left before i got home.

ben eve 6:30 da dönerim.
i come back home at 6:30.

ben eve vardığımda hava oldukça kararmıştı.
it was quite dark when i got home.

o, tam ben evden ayrılırken geldi.
he arrived just as i was leaving home.

ben eve gittim ve bill ofiste kaldı.
i went home and bill stayed at the office.

ben eve varmadan önce yağmur yağmaya başladı.
it began to rain before i got home.

ben eve gelmeden yatarsan benim için fark etmez.
i don't mind if you go to bed before i get home.

ben eve gideceğim aynı anda sen de teyzemleri al ve kuzenlere git
i'll go home at the same time you get my aunts and go to the cousins

ben evin biraz sallandığını hissettim, sen hissetmedin mi?
i felt the house shake a little. didn't you?

ve eileen ve ben evimizi ted topluluğuna açtığımız için ve paylaştığımız için çok heyecanlıyız.
and eileen and i are thrilled to open our home and share it with the ted community.

benim de stajım devam ettiği için ben evde kalmaya ve arabayı kullanmaya devam edicektim.
since i was doing my internship, i was going to stay home and use the car.

sadece çeşitli garaj satışı döküntüleri, ben evinde eski eşyaları bulundurmayı seven biriyim."
just assorted garage sale junk, because i'm a pack rat."

kahkahalar düşünsenize, e.t. evi arıyor, ve ben evde yokum?? berbat!
i mean, can you imagine? e.t.'s phoning home, and i'm not, like, there? you know, horrible!

ve ondan once bir gümüş işçisiydim, ve ondan da önce ben... evimden 15 buçuk yaşımda ayrılmıştım. ve hiçbir zaman üniversiteye gitmedim.
and before that, i was a silversmith, and before that, i was -- i was out of the house at about 15 and a half, and i never wound up going into college.

İnsanlar diyorlar ki, " ben evdeydim, ... ... birisi bizim kasabaya geldi, ... ... kamyonun kasasının üzerinde durdu ve dediler ki, 'İşçi arıyorum, kimlerin işe ihtiyacı var?" aynı koşullar içerisinde sizlerin ve benim yapacağım gibi, onlarda aynısını yaptı.
people say, "i was home, someone came into our village, they stood up in the back of a truck, they said, 'i've got jobs, who needs a job?'" and they did exactly what you or i would do in the same situation.