検索ワード: faşizm (トルコ語 - 英語)

faşizm
fascism

faşizm.
fascism is.

faşizm, insan ilişkilerinde sosyal darwinist bir bakış açısı ile çalıştırılır.
fascism operated from a social darwinist view of human relations.

marinetti, faşizm yanlısıydı ve İtalyan faşist partisi'nin ilk üyelerinden biriydi.
marinetti was one of the first affiliates of the italian fascist party.

yüksek kültür ile alçak kültür arasındaki yüzeysel farkların irdelenmesinin yanı sıra filmde faşizm ve ii.
the world of hollywood is contrasted with that of broadway, and the film analyzes superficial distinctions between high culture and low culture.

fakat avrupa'daki son dönem müziğe bile bakacak olursanız, aşırı sağ faşizm de yükselişte.
but even if you look across the mood music in europe of late, far-right fascism is also on the rise.

bu bir kültürlerarası kesişimin öyküsü. bu konuşmayı tarihlerinde ve coğrafyalarında faşizm ile savaşan gruptan daha iyi kim yapabilirdi?
it's a story of intercultural intersections, and what better group to have this conversation than those that grew out of fighting fascism in their respective histories and geographies?

faşizm avrupa'yı 1930'da ele geçirdi ve beklenmeyen bir tepki kuzey amerika'dan geldi.
as fascism took over europe in the 1930s, an unlikely reaction came out of north america.

ekim 2007de, örgüt üyeleri novi sad'da faşizm karşıtı bir gösteri düzenleyen stk'ların üyeleriyle çatışmaya girdiler.
in october 2007, members clashed with members of ngos that had organised an anti-fascist rally in novi sad.

1943 yılında toplanan ve bh'nin devletliği ve toprak bütünlüğünü doğrulayan faşizm karşıtı konseyin anıldığı gün, milli bayram olarak mükemmel bir seçim gibi görünüyordu.
it commemorates a 1943 anti-fascist council which affirmed the statehood and territorial integrity of bih, and seems a perfect candidate for a national holiday.

aslikyan "faşizm kapımıza ulaştı ve şimdi ben buradayım diyor" dedi, ülkede ifade özgürlüğünün giderek ortadan kalktığını üzülerek ifade etti.
nationalistic sentiments are common in the south caucasus country, which is almost mono-ethnic and still reeling from the psychological effects of genocide and war. its isolation, where borders with both turkey and azerbaijan are closed and distrust of much of what falls outside the realm of the status quo have been discussed as underlying reasons as to the rise of hate groups whose violent actions have left many fearful.

bu arada hükümet de, tarih ders kitaplarının içeriğinde, mihayloviç ile nazilerin ilişkisini silen ve bunun yerine onu İkinci dünya savaş sırasındaki iki faşizm karşıtı hareketten birisinin lideri olarak tanıtan değişiklikler yaptı.
meanwhile, the government has changed the content of history textbooks, disassociating mihailovic from the nazis and stating instead that he was leader of one of the two anti-fascist movements during the second world war.

suikasttan sonra binlerce insan, ellerinde bayraklar ve dink'in resimleriyle faşizm aleyhtarı sloganlar atarak agos bürolarından İstanbul'daki taksim meydanı'na kadar yürüdü.
following his assassination, several thousand people marched from the offices of agos to istanbul's taksim square, shouting slogans against fascism and holding up flags and photographs of dink.

olay, 2. dünya savaşı sırasında yaşanan ve faşizm karşıtı yaklaşık 2 bin 200 sırp'ın işgalci nazi kuvvetleri tarafından infaz edildiği zalim olayın 65. yıldönümüyle aynı tarihe rastladığı için sırp halkını özellikle kızdırdı.
the incident was particularly upsetting to the serbian public because it coincided with the 65th anniversary of a brutal event during world war ii -- the execution of around 2,200 anti-fascist serbs by nazi occupation forces.

"rufin'in raporu" (daha sonra gün yüzüne çıkacaktı), abd tarafından, şu şekilde değerlendirildi:* faşizm ve anti-semitizm fransız demokrasisi açısından tehlikedir.
the "rufin report" (as it later became known), as described by the us state department, concluded the following:* racism and anti-semitism were a threat to french democracy.