検索ワード: hiper (トルコ語 - 英語)

hiper
hyper

hiper bağ
hyperlink

hiper enflasyon
hyperinflation

hiper ozmotik şok
hyperosmotic shock

hiper metinfor text format
hypertext

hiper tuşu şimdi etkin.
the hyper key is now active.

5- cell (hiper- dört yüzlü)
5-cell (hyper-tetrahedron)

hiper tuşu şimdi etkin değil.
the hyper key is now inactive.

İlkine ben hiper-rasyonel süreç diyorum.
the first is what i like to call a hyper-rational process.

hiper geometrik parçalı ayrık denklemler üzerine kitaplardan bahsediyoruz.
we're talking about books on hyper geometric partial differential equations.

1923 yılındaki hiper enflasyonda reichspost 50 milyar marka kadar ulaşan pulları basıyordu.
in 1923 during hyperinflation, the reichspost issued stamps up to 50 billion marks.

biz mantıklı bir şekilde hiper-tüketim üzerine kurulmuş bir ekonominin bir saadet zinciri olduğunu biliyoruz; kağıttan bir ev.
now we rationally know that an economy built on hyper-consumption is a ponzi scheme. it's a house of cards.

elde edilen bulgulara göre atık lastik, uçucu kül ve hiper-akışkanlaştırıcı katkısının bir arada kullanılmasının olumlu sonuç verdiğini tespit edilmiştir .
according to the findings obtained, it has been found out that using a combination of waste rubber tyre, fly ash and hyper-plasticizer additive has given positive result.

Özellikle ptsd'nin tipik belirtileri olan tehlikeli bir çevrede, kişinin etrafında olanlara karşı hiper farkındalığının olması tehlikeye karşı çok hızlı cevap vermesi kişinin hayatını kurtarabilir.
in a particularly dangerous environment, the characteristic manifestations of ptsd -- a hyper-awareness of one's surroundings, a quick-trigger response to danger -- could save someone's life.

belki tüm erkekler 24/7 hiper bağlantılı ve meşgul oldukları sırada, bir kızkardeş yedi buçuk veya sekiz saatlik bir uykudan uyandığı ve büyük resmi görebildiği için buzdağını fark edebilirdi.
while all the brothers were busy just being hyper-connected 24/7, maybe a sister would have noticed the iceberg, because she would have woken up from a seven-and-a-half- or eight-hour sleep and have been able to see the big picture.

ve binlerce yıldır öyle yapıyoruz, sürü halinde avlandığımızda ya da kooperatiflerde tarım yaptığımızda, bu hiper-tüketim denen sistem ortaya çıkmadan önce ve bu çitleri kurmadan ve kendi küçük derebeyliğimizi kurmadan önce.
and we were doing so for thousands of years, whether it's when we hunted in packs, or farmed in cooperatives, before this big system called hyper-consumption came along and we built these fences and created out own little fiefdoms.

bu dört faktör birlikte eriyerek büyük bir değişim yaratıyorlar - hiper-tüketimle tanımlanmış 20. yüzyıldan uzakta, işbirlikçi tüketimle tanımlanmış 21. yüzyıla doğru bir kayma.
these four drivers are fusing together and creating the big shift -- away from the 20th century, defined by hyper-consumption, towards the 21st century, defined by collaborative consumption.

bu bağlamda atık lastiklerin beton içerisinde agrega olarak kullanılmasıyla basınç dayanımı, eğilme dayanımı ve elastisite modülü değerlerinin azaldığı bilinmektedir .topçu tarafından dayanım düşüklüğünü gidermek için yapılan bir çalışmada, atık oto lastiği ile uçucu kül ve hiper-akışkanlaştırıcı katkı birlikte kullanılmıştır.
in this regard, it is known that the values of compressive strength, bending strength and modulus of elasticity decrease with the use of waste tyres in concrete as aggregate. in a study conducted by topçu to remove the decrease in strength, waste rubber tyre has been used together with fly ash and hyper-plasticizer additive.