検索ワード: kaykay (トルコ語 - 英語)

kaykay
skateboarding

kaykay tahtası
skateboard

kaykay meydan o
iq test

kaykay parkları özel veya kamuya ait olabilir.
skateparks may be privately or publicly owned.

misha, kaykay kulübü logic'in kurucularından biri.
he is one of the co-founders of the skate club logic.

misha, "kaykay kolay görünebilir ama aslında değildir.
"skateboarding might seem easy, but it's not really.

* hush ve razz :bu ikili skidzeez kaykay dükkanını işletiyor.
* hush and razz: owners of the skidzeez ride shop in mellowbrook.

kaykay yapmak bu tür bir topluluktan uzak durmama yardım ediyor." diyor.
skateboarding helps me resist that kind of crowd," said misha.

dışarı çıkarsın, iyi vakit geçirirsin ve kaykay yapmak istemezsen sadece arkadaşlarınla oturursun.
you go out, have a good time, and if you don't feel like skateboarding you just sit down with your friends.

belgrad kaykay parkında havalanan bir kaykaycı görülüyor. [nikola barbutov/setimes]
a skater catches some air at belgrade's skate park. [nikola barbutov/setimes]

anne ve babasının itirazlarına rağmen, misha neredeyse her gün kaykay yapıyor; hem de ayak bileğindeki bağları defalarca koparmasına rağmen.
despite pleas from his parents, misha still rides almost every day -- even after tearing the ligaments in his ankle a handful of times.

18 yaşındaki misha, "dört yıldır kaykay yapıyorum. kaykayla ilk olarak bilgisayar oyunlarında karşılaştım ve uzun bir süre buna başlamak istedim.
the whole thing dragged on a bit because i had to gather the money for skateboarding equipment and that costs a little less than the average serbian salary," said misha, 18.

half-pipe snowboarding, kaykay, kayak, serbest stil bmx ve paten gibi ekstrem sporlarda kullanılan rampa'lardır.
a half-pipe is a structure used in gravity extreme sports such as snowboarding, skateboarding, skiing, freestyle bmx, and skating.

bana çok benzeyen, bi' nevi satır aralarına düşen bu yeni nesil kızların fotoğraflarını çekerek bir sene geçirmiştim; kaykay yapan ama bunu dantelli iç çamaşırlarıyla yapan kızlar, erkek saç kesimli olan ama tipik kız ojeli kızlar, yaralı dizlerine uyacak göz farı süren kızlar, erkeklerden ve kızlardan hoşlanan kızlar, sadece erkeklerden hoşlanan kızlar ve herhangi bir kalıba sokulmaktan nefret eden kızlar...
i had spent a year photographing this new generation of girls, much like myself, who fell kind of between-the-lines -- girls who skateboarded but did it in lacy underwear, girls who had boys' haircuts but wore girly nail polish, girls who had eyeshadow to match their scraped knees, girls who liked girls and boys who all liked boys and girls who all hated being boxed in to anything.