検索ワード: kurtularak (トルコ語 - 英語)

cennet ehli kurtularak isteklerine erişenlerdir.
fellows of the garden! they are the achievers!

cehennem ehli ile cennet ehli bir olmaz. cennet ehli kurtularak isteklerine erişenlerdir.
not alike are the inmates of the fire and the dwellers of the garden: the dwellers of the garden are they that are the achievers.

bakan, devlet statüsü kazanıldığında karadağ'ın siyasi sisteminin federeliğin hantal yapılarından kurtularak basitleşeceğini ve ülke kurumlarının daha şeffaf ve daha az masraflı hale geleceğini de sözlerine ekledi.
he added that montenegro's political system would be simplified by shedding the cumbersome structures of federalism should it acquire statehood, and that country's institutions would be more transparent and less costly.

puratiç, asıl önemli noktanın bulgaristan gibi eski sovyet güdümlu ülkelerde kullanılan modası geçmiş tedavi ve terapilerden kurtularak, bölgedeki doktorları hastalarına daha iyi hizmet veren daha küçük merkezlerde çalışmaya ikna etmek olduğunu söyledi.
the key, said puratic, is to get rid of the archaic treatments and therapies used in formerly soviet-dominated countries such as bulgaria, and to convince doctors in the region to work in smaller centres that better serve their patients.

1999'da uçak kazasından kurtularak ormanın ortasında kalan bir grup insanı konu alan "peter benchley's amazon" adında bir televizyon şovu hazırlandı.
in 1999, the television show "peter benchley's amazon" was created, about a group of plane crash survivors in the middle of a vast jungle.

aralarında hindistan yahudileri ve holokost'tan kurtularak amerika birleşik devletleri, arjantin, avustralya ve güney afrika'ya yerleşen aşkenazlardan bazılarının soyundan gelenlerin de bulunduğu diğer cemaatlerden de İsrail'e bir miktar göç olmuştur.
a trickle of immigrants from other communities has also arrived, including indian jews and others, as well as some descendants of ashkenazi holocaust survivors who had settled in countries such as the united states, argentina, australia, chile, and south africa.