検索ワード: mızrak (トルコ語 - 英語)

mızrak
spear

ne kalkan ne de mızrak vardı.
they chose new gods; then was war in the gates: was there a shield or spear seen among forty thousand in israel?

ne mızrak, ne cirit, ne de kargı.
the sword of him that layeth at him cannot hold: the spear, the dart, nor the habergeon.

hasta, latince mızrak anlamına gelen sözcük.
hasta is a latin word meaning spear.

ok, yay, miğfer, kılıç, mızrak ve zırhlarıyla samuraylar.
samurai with bow and arrow, helmets, swords, spears and coats of mail.

naftaliden 1 000 subay ile kalkan ve mızrak taşıyan 37 000 kişi.
and of naphtali a thousand captains, and with them with shield and spear thirty and seven thousand.

bu 1930'larda malibu daki otojir ile yapılan mızrak düellosu.
this is auto-gyro jousting in malibu in the 30s.

bunu gören kâhin harun oğlu elazar oğlu pinehas topluluktan ayrılıp eline bir mızrak aldı.
and when phinehas, the son of eleazar, the son of aaron the priest, saw it, he rose up from among the congregation, and took a javelin in his hand;

uzziya bütün ordu için kalkan, mızrak, miğfer, zırh, yay, sapan taşı sağladı.
and uzziah prepared for them throughout all the host shields, and spears, and helmets, and habergeons, and bows, and slings to cast stones.

dördüncü sınıfa silah verilmezdi ve bu sınıf muhtemelen küçük bir kalkan ve kargı ya da mızrak taşırdı.
the fourth class could afford no armour; perhaps bearing a small shield and armed with spear and javelin.

İlk mısır askerleri, temreni bakır mızrak ile deri kaplı büyük tahta kalkandan oluşan basit silahlarla donatılmıştı.
the first egyptian soldiers carried a simple armament consisting of a spear with a copper spearhead and a large wooden shield covered by leather hides.

kazıcılar demir mızrak uçları, pişmiş topraktan bir kadın başı figürü, küpeler ve başka eserler de ortaya çıkardılar.
the excavators also unearthed peaks of iron spears, a head of a terracotta female figure, earrings and other artefacts.

bazen de "currach" adı verilen ufak teknelerle yorgun düşürülüp enselerinin arkasına gelen mızrak darbesiyle öldürülürlerdi.
or at times, they would row out in their small currachs and kill it with a lance through the back of the neck.

yani mamut size doğru koşarken "mancınık ya da mızrak işe yarayabilir. hangisi daha iyi olur?" diye düşünmek istemiyorsunuz.
so you don't want to have the mastodon charging at you and be saying to yourself, "a slingshot or maybe a spear might work. which would actually be better?"

"hastae" erken dönem roma lejyonerleri tarafından kullanılmış bir mızrak türü olup bu mızrağı taşıyan askerler hastati adıyla çağırılmıştır.
"hastae" were carried by early roman legionaries, in particular they were carried by and gave their name to those roman soldiers known as hastati.

bir yandan, kutsal mızrak'ın keşfini kabul etmekte ve kudüs krallığını kabul etmemekte fakat diğer yandan yeni topraklara karşı arzusuna dizgin vuramamaktadır.
on the one hand he accepted the discovery of the holy lance and rejected the kingship of jerusalem, but on the other hand he could not resist the temptation of a new territory.

asahel peşini bırakmayı reddedince avner mızrağının arka ucuyla onu karnından vurdu. mızrak asahelin sırtından çıktı. asahel orada düşüp öldü. asahelin düşüp öldüğü yere varanların tümü orada durup beklediler.
howbeit he refused to turn aside: wherefore abner with the hinder end of the spear smote him under the fifth rib, that the spear came out behind him; and he fell down there, and died in the same place: and it came to pass, that as many as came to the place where asahel fell down and died stood still.

bu taktikler, 14. yüzyılda kullanılmaz olmuştur ve 15. yüzyıldan beri atlı mızrak dövüşü, savaşla doğrudan ilgisi olmayan bir spor ("hastilude") haline gelmiştir.
these became obsolete during the 14th century, and since the 15th century, jousting had become a sport ("hastilude") without direct relevance to warfare.

* γ sge: bu soğuk dev (m0 iii, 3.47 kadir) δ sge ve ε sge mızrağı oluşturur.
* γ sge: this cool giant (m0 iii, 3.47m) represents with the stars δ sge and ε sge the shaft.