検索ワード: söylenmişti (トルコ語 - 英語)

okuma zorluğum olduğu söylenmişti.
i was told i was dyslexic.

bu bana büyüklerin toplandığı bir yerde söylenmişti.
so, this was told to me in a setup of elders.

bana ruslardan piyasa fiyatını istemenin yakışık almayacağı söylenmişti.
"i am very worried. i was told it was indecent to ask the russians for a market price."

senin için söylenenler, senden önceki peygamberler için de söylenmişti.
(o prophet), nothing is said to you but what was already said to the messengers before you.

bilgisayarlar ilk çıktığında, sinirlerden milyon kat hızlı oldukları söylenmişti.
when computers were first introduced, they were said to be a million times faster than neurons.

o kadar sıradışıydı ki, İnternet'in işleyip işlemeyeceğinin net olmadığı söylenmişti.
so unusual, in fact, that it was said that it's not clear the internet could work.

avusturya'daydım, belinda kanser hastasıydı, ve bana uzun süre yaşamayacağı söylenmişti.
i was in australia, and belinda had cancer, and i was told she's not going to live very long.

adriyatik tüzüğü olarak bilinen bir işbirliği anlaşmasının imza tarafları olan ülkelerin hepsine de katılım kriterlerini karşıladıkları söylenmişti.
the three countries, signatories to a co-operation agreement known as the adriatic charter, had all been told they had fulfilled the criteria for entry.

tabii, siz böyle bir şey söyler söylemez insanlar bunun imkansız olduğunu söylerler, ve bu suzuki tarafından da söylenmişti.
of course, as soon as you say something like this people say it is impossible, and that's what was said by suzuki.

senin için söylenenler, senden önceki peygamberler için de söylenmişti. doğrusu rabbin hem bağışlayan ve hem de can yakıcı azap verendir.
naught is said to you but what was said indeed to the apostles before you; surely your lord is the lord of forgiveness and the lord of painful retribution.

bize, ne kadar çok et ve süt ürünleri ve kümes hayvanı eti yersek, o kadar sağlıklı olacağımız söylenmişti, öyle temin edilmişti.
we were told, we were assured, that the more meat and dairy and poultry we ate, the healthier we'd be.

hizmetler faslıyla ilgili müzakereler iki yıldan uzun süre önce ilk olarak başladığında, hırvatistan'a bir takım tedbirler almak zorunda olduğu söylenmişti.
at the start of negotiations on the services' chapter more than two years ago, croatia was told that it had to take a number of measures.

erkeksi bir tavır takınarak telefonu açar -- sanırım bunu söyleyebilirim çünkü daha önce burda söylenmişti -- ve telefona cevap verir : "evet aşağılık herif."
and on kind of the manly-male front, he answers the phone -- i can say this i guess because you've done it here -- he answers the phone, "yo, motherfucker."