検索ワード: süzülüp (トルコ語 - 英語)

yuvalarına yaklaşan güvercinler gibi süzülüp gelenler?
who are these that fly as a cloud, and as the doves to their windows?

hafif bir ikindi güneşi, dalların arasından süzülüp pencereden içeri giriyordu.
the soft afternoon sun came in through the branches of the tree and then the window.

andolsun biz insanı, çamurdan (süzülüp çıkarılmış) bir özden yarattık.
and assuredly we created man of an extract of clay.

en iyisi, görüntünün, soyutlanmanın çoklu doğruluğun ve fantazinin içine süzülüp gitmesidir.
so, at best, the image is meant to float away into abstraction and multiple truths and fantasy.

and olsun biz insanı, çamurdan, bir sülâleden (süzülüp çıkarılmış çamurdan) yarattık.
and assuredly we created man of an extract of clay.

preludun hatlarını wagner’in deyişiyle; «gökten yavaşça yeryüzüne süzülüp gerçekleşen kutsal gral fikri çizer»king henry the fowler has arrived in brabant where he has assembled the german tribes in order to expel the hungarians from his dominions.
:time: 10th century===act 1===king henry the fowler has arrived in brabant where he has assembled the german tribes in order to expel the marauding hungarians from his dominions.