検索ワード: uzun yol: (トルコ語 - 英語)

uzun bir yol geldim.
i've come a long way.

biz uzun bir yol geldik.
we have come a long way.

buradan okula uzun bir yol.
it's a long way from here to school.

tabii ki, bu uzun bir yol.
of course, this is a long road.

İstasyona kadar uzun bir yol var.
it's a long way to the station.

türk-ermeni ilişkileri: uzun ince bir yol
turkish-armenian ties: a long road ahead

uzun bir yol kat ettik. İyi gidiyoruz.
we've come a long way. we're doing good.

bu yol çok uzun.
this road is very long.

bu şişe uzun bir yol boyunca seyahat ediyor.
basically, this bottle travels a long way.

bh-sırbistan protokolü:gerçeğe giden uzun bir yol
bih-serbia protocol: a long road to the truth

oraya ulaşmak için uzun bir yol yürümek zorundasın.
you have to walk a long way to get there.

erdoğan'ın irak ziyareti uzun süreli etkilere yol açabilir
erdogan's visit to iraq could have lasting effects

belirtilen yol çok uzun: [2].
the specified path is too long [2].

alice uzun yoldan kaydı.
alice slid down the long slide.

hayat uzun, uzun bir yoldur.
life is a long, long road.

davranışsal finansın çok uzun yolu var.
behavioral finance has a long way.

ancak, konuyla ilgili uzun tartışmalardan sonra, bir yol bulacağımızdan eminim.
however, i sincerely believe that, after long discussions of this issue, we will find a way out.

benim evim buradan uzun bir yoldur.
my house is a long way from here.

ancak kavanın uzun süreli kullanımının karaciğerde hasara yol açabileceğine dair endişeler artmaktadır.
concern has been growing that long-term use of kava can cause liver damage.

boston'a giden uzun bir yoldur.
it's a long way to boston.