検索ワード: videomdan para kazanmak istiyorum (トルコ語 - 英語)

kazanmak istiyorum.
i want to win.

bir grand slam daha kazanmak istiyorum.
i also want to win another grand slam.

para kazanmak için çalışırız.
we work to earn money.

daha bir çok turnuva ve maç kazanmak istiyorum...
i want to win many more tournaments and big matches ...

onlar para kazanmak istiyorlardı.
they wanted to earn money.

para kazanmak için her şeyi yaptılar.
they did everything in order to make money.

sen para kazanmak istemiyor musun?
do you not want to earn more money?

yemek ve para kazanmak için yaşamıyoruz.
we don't live to eat and make money.

bir de para kazanmak için bazen çalıştırıyorlar
and sometimes they are hired to make money.

tom daha çok para kazanmak için iş değiştirdi.
tom changed jobs to earn more money.

yaşamak ve para kazanmak için başka bir yol bilmedi.
he knew no other way of making a living and making money.

inanın bana, para kazanmak için çok kolay yollar var.
believe me, there's a whole lot easier ways to make money.

onlar bunu yapmak için değil, para kazanmak için kuruldular.
now of course, this doesn't come naturally to multinational companies.

eğer para kazanmak için buradaysan, amerika bulunmak için hoş bir yer.
america is a lovely place to be, if you are here to earn money.

onlar bu becerileri kazanmak istiyor.
they want these skills.

para kazanmak için yaptığım bu, bie nevi laurence llewelyn-bowen.
it's what i do for a living, sort of laurence llewelyn-bowen.

ama para kazanmak ne kadar zor hiç bir fikriniz yok. babanız çok çalışıyor.
you don't know how hard it is to earn money. your dad works so hard.

harika görünüyor, ama biraz daha fazla para kazanmak için bir şansınız daha var.
sounds great, but you get one more choice to earn a little bit more money.

bir müşteriye satmak için çizmezler, ya da aile için para kazanmak için piyano çalmazlar.
they don't draw to sell the work to a client or play the piano to earn money for the family.

bu dönemde şair, üç çocuğunu bakabilmek için daha fazla yazarak para kazanmak zorunda kalmıştır.
much of the impetus for her writing came from her need to earn a living for herself and her three children.