検索ワード: distorted (英語 - トルコ語)

his face is distorted by pain.
onun yüzü acıdan şekil değiştirmişti.

and we see that it's distorted.
ve biçiminin bozulduğunu görürüz.

danger to the patient due to distorted signals.
Şekli değişmiş sinyallerden dolayı hasta karşı oluşabilecek tehlike.

because crime is a product of a distorted mind.
Çünkü suç karışık bir zihnin ürünü

data for battery evaluation are distorted in the ram of the implant
pil değerlendirme verileri implantın ram'inde değiştirilmiştir.

and this tends to give us a very distorted view of the world.
ve bu eğilim bize dünya'nın çok bozulmuş olduğu fikrini verir.

so the sounds that were before distorted and loud, were suddenly a melody.
başta yüksek ve anlaşılmaz olan sesler, aniden bir melodiye dönüştü.

analysts agree that the message of the initial peaceful protests has been distorted.
analistler, başlarda yapılan barışçı protestoların verdiği mesajın bozulduğu konusunda birleşiyor.

the fire will scorch their faces and they will abide therein with their faces distorted.
(orada onların) yüzlerini ateş yalar. Öyle ki (ateşin) içinde (dehşetten dudakları gerilir de) dişleri açıkta kalır.

they realize they are inside a hypercube in which gravity, space, and time are distorted.
grup yerçekimi, uzay ve zamanın bozulduğu dört boyutlu bir küpün içinde olduklarının farkına varır.

"unfortunately, the issue was totally distorted for sensational purposes," he added.
yılmaz, “ne yazık ki, mesele tamamen çarpıtılmış, sansasyon merakına kurban edilmiştir,” diye de ekledi.

the first einstein ring corresponds to the most distorted region of the picture and is clearly depicted by the galactic disc.
İlk einstein halkası resmin en çarpık bölgesine tekabül eder ve açıkça galaktik disk ile gösterilir.

csaba blames the heightened tensions on the media and ngos, which he says distorted the scale of the conflict.
csaba, gerginliğin tırmanmasından anlaşmazlığın boyutunu bozduklarını söylediği medya ve stk'ları sorumlu tutuyor.

so the streaks that you see, all these streaks, are actually distorted images of galaxies that are much further away.
yani şurada gördüğünüz izler, bütün bu izler aslında daha uzaktaki gökadaların saptırılmış görüntüleri.

"those who have racist and distorted mentalities have no right to degrade democracy and the philosophy of the eu."
irkçı ve hastalıklı zihinlerin avrupa birliği felsefesini ve demokrasiyi kirletmeye hakkı yoktur."

but the wicked changed and perverted the word we had spoken to a word distorted, and we sent from heaven retribution on the wicked, for they disobeyed.
ama zulmedenler, kendilerine söylenen sözü bir başkasıyla değiştirdiler. biz de o zalimlerin yaptıkları bozgunculuğa karşılık, üzerlerine gökten iğrenç bir azap indirdik.

"distorted pictures about the smaller bih entity ... stem primarily from the media's economic dependence on political centres.
"basın, sc'deki durumu olduğundan farklı gösteriyor ve bunun da temel nedeni, ekonomik açıdan siyasi merkezlere göbekten bağlı olmaları.

if a massive object is situated between the astronomer and a distant target object with appropriate mass and relative distances, the astronomer will see multiple distorted images of the target.
eğer ağır bir cisim astronom ile uygun kütleli ve göreli mesafeli uzak hedef bir etkiler arasına yerleştirilir ise astronom hedefin birçok saptırılmış görüntülerini görecektir.

according to chris uhlenbeck and margarita winkel, "his print is testimony to how our interpretation of an image can be distorted when seen in isolation and without understanding the text.
chris uhlenbeck ve margarita winkel'e göre "bu çalışma, bir resme izole bir şekilde ve metnini anlamaksızın bakıldığında yorumun nasıl bozuk olabileceğinin kanıtıdır.

in some cases, state aid merely leads to activities which no longer meet the requirements of economic efficiency being maintained artificially, or to competition with efficient firms in the same sector being distorted.
bazı durumlarda verilen devlet yardımı yalnızca, artık ekonomik olarak verimli olmayanşirketlerin faaliyetlerini yapay olarak sürdürmelerine ya da aynı sektördeki verimli şirketlerlerekabetin kısıtlanmasına yol açmaktadır.