検索ワード: good fences make good neighbors (英語 - トルコ語)

good fences make good neighbors.
İyi çitler iyi komşular yapar.

make good use of your time.
zamanınızı iyi kullanın.

bad choices make good stories
kötü seçimler iyi hikayeler yapmak

they only make good former spouses.
böyleleri arasından yalnızca iyi eski eşler çıkar.

you should make good on your promises.
sözlerini yerine getirmelisin.

he knows how to make good use of his time.
zamanını iyi kullanmayı biliyor.

i didn't make good grades in high school.
lisedeyken iyi bir derecem yoktu,

he will make good things lawful to them and prohibit all that is foul.
ağırlıklarını ve üzerlerindeki zincirleri indirir.

anon he shall guide them, and shall make good their state.
allah onları doğru yola iletecek ve durumlarını düzeltecektir.

and i think, however, we can make good relationships with each other.
birbirimizle iyi ilişkiler kurabileceğimize inanıyorum.

and the main case was, this is going to make good economic sense for the city.
ve buradaki esas iddiamız bunun şehir için ekonomik getirisi yüksek bir yatırım olacağıydı.

he makes good use of his talents.
yeteneklerini iyi kullanır.

my father makes good use of his time.
babam zamanını en iyi şekilde kullanır.

but no sooner was the punishment withdrawn for a time to enable them to make good their promise than they broke it.
azabı nasıl olsa sonuna gelecekleri bir müddet için üzerlerinden kaldırınca, hemen sözlerinden cayıyorlardı.

president basescu is showing that he intends to make good on his campaign pledge to be active and involved in the political situation.
cumhurbaşkanı basescu, kampanyasında verdiği siyasette aktif olarak yer alma sözünü tutacak gibi görünüyor.

but whenever we removed the plague from them, giving them time to make good their promise, they would break their word.
azabı nasıl olsa sonuna gelecekleri bir müddet için üzerlerinden kaldırınca, hemen sözlerinden cayıyorlardı.

"good fences make good neighbours," the poet robert frost once wrote, yet symbolism and practicality appear blurred in the case of the evros fence, with opinions on both sides of the flood-prone river mixed.
“İyi çitler, iyi komşular yaratır,” demişti şair robert frost bir zamanlar… bununla birlikte, sembolizm ve uygulanabilirlik, meriç çiti söz konusu olduğunda bulanıklaşıyor; keza zaman zaman taşkınlara neden olan nehrin her iki yakasında farklı görüşler mevcut.

however, if bulgaria fails to make good on its reform pledges, its formal admission into the 25-nation bloc could be delayed by one year.
ancak bulgaristan'ın reform vaatlerini yerine getirmemesi halinde, 25 üyeli bloğa resmi katılımı bir yıl ertelenebilecek.

we're really interested in all the issues of the digital divide, poverty worldwide, empowering people everywhere to have the information that they need to make good decisions.
biz, dijital bölünme ve dunyadaki yoksullukla ilgili butun konularla ilgileniyoruz, insanlari guclendirerek, onlara iyi kararlar verebilmeleri icin ihtiyaç duydukları bilgileri her yerde saglamak istiyoruz.

"leaders must go beyond lip service and make good on their promises to provide the commitment and resources to improve governance, transparency and accountability."
nussbaum, ülke liderlerinin vaat vermekten öteye giderek yönetim, şeffaflık ve sorumluluk unsurlarının iyileştirilmesi için gerekli kararlılığı göstermeleri ve yeterli kaynağı ayırmaları gerektiğini de sözlerine ekledi.