検索ワード: if you on the focus your lesson (英語 - トルコ語)

see you on the plane.
uçakta görüşürüz.

are you on the committee?
komitede misiniz?

sets the focus on the searchbar
arama çubuğuna odaklanmayı ayarlar

i disagree with you on the matter.
bu konuda sizinle aynı fikirde değilim.

and if i could share the image with you on the screen.
alkışlar ve şayet sizlerle perdede görüntüyü paylaşabilirsem.

currently, the focus is on the interior.
Şu anda çalışmaların odak noktasında bina içi işler yer alıyor.

and settle you on the land to succeed them.
"onlardan sonra o yurda sizi yerleştireceğiz.

a mr. brown wants you on the phone.
bay brown adında biri telefonda seni istiyor.

i don't agree with you on the matter.
bu konuda size katılmıyorum.

god will judge among you on the day of judgment.
allah kıyamet günü aranızda hüküm verir.

permitted to you, on the night of the fasts, is the approach to your wives.
oruç gecesi kadınlarınıza cinsel yaklaşım size helal kılınmıştır. onlar sizin için giysidir/eştir, siz de onlar için giysisiniz/eşsiniz.

so this allows you on-the-fly molecular assembly.
yani bu size anında moleküler birleştirme imkanı verir.

then indeed you, on the day of resurrection, will be resurrected.
sonra büyük duruşma (kıyamet) günü diriltilirsiniz.

all that he has created for you on the earth are of different colors.
ve sizin için yeryüzünde yarattığı rengarenk nesneleri de...

allah will judge between you on the day of resurrection concerning what you dispute.
"allah, kıyamet günü, kendisinde ihtilafa düştüğünüz şey hakkında aranızda hükmedecektir."

god will judge between you on the day of resurrection regarding what you disagree about.
tartıştığınız konularda, diriliş günü aranızda allah hüküm verecektir.

if you supplicate to them they cannot hear your supplication, and if they heard, they cannot answer you. on the day of resurrection they will disown your associating.
onları çağırırsanız, çağrınızı işitmezler; işitmiş olsalar bile size cevap veremezler; ama kıyamet günü sizin ortak koşmanızı inkar ederler.

when the paper burned, for some reason he turned to me, and he said, "mashelkar, like this, if you do not diffuse your energies, if you focus your energies, you can achieve anything in the world."
kağıt yanınca, nedense bana döndü ve dedi ki, "mashelkar, bunun gibi, eğer enerjini dağıtmazsan, eğer enerjini odaklarsan, bu dünyada istediğin her şeyi başarabilirsin."