検索ワード: introverted (英語 - トルコ語)

he is introverted.
o, içe dönüktür.

i'm introverted.
ben içe dönüğüm.

so magic is a very introverted field.
sihirbazlık son derece gizemli bir alan.

books have saved the introverted, timid child that i was -- that i once was.
kitaplar beni bir zamanlar olduğum o içine dönük çocukluktan kurtardılar.

"sadly, the eu is consumed by an introverted agenda and is not taken that seriously in turkey any more.
kadir has Üniversitesi'nden dr. serhat güvenç, "ne yazık ki ab, içedönük bir gündem yüzünden önemini kaybediyor ve türkiye'de artık ciddiye alınmıyor.

and he says that he never would have become such an expert in the first place had he not been too introverted to leave the house when he was growing up.
kendisi büyürken evinden çıkmak için fazla içe dönük olmasaydı şimdi olduğu gibi uzmanlaşamayacağını söyler.

carlo was considered an introverted boy, but by the end of high school (completed in gorizia), he developed into a brilliant, athletic, intelligent youth.
henüz çocukken, kavgacı ve içedönük karakterli olan carlo, gorizia'da bitirdiği yüksek okukulun son yıllarında parlak, atletik, zeki bir genç adama dönüştü.

and interesting research by adam grant at the wharton school has found that introverted leaders often deliver better outcomes than extroverts do, because when they are managing proactive employees, they're much more likely to let those employees run with their ideas, whereas an extrovert can, quite unwittingly, get so excited about things that they're putting their own stamp on things, and other people's ideas might not as easily then bubble up to the surface.
wharton okulu'ndan adam grant'ın yaptığı bir araştırmaya göre içe dönük liderler sıklıkla dışa dönük liderlerden daha iyi sonuçlar alıyorlar, çünkü proaktif çalışanları yönetirken onların kendi fikirleriyle çalışmalarına izin veriyorlar, oysa dışa dönükler heyecana kapılıp olanları bilmeden kendi düşündükleri biçinde şekillendiriyorlar ve böylece diğerlerinin fikirlerinin gün ışığına çıkmasına engel oluyorlar.