プロの翻訳者、企業、ウェブページから自由に利用できる翻訳レポジトリまで。
he juxtaposed the turkish foundations with european democratic principles, arguing the latter should form the basis of a new constitution.
raporda, türk anayasasinin temelleriyle avrupa demokrasi ilkeleri yan yana konuyor ve yeni anayasanın avrupa'yi temel alması gerektiği savunuluyor.
and juxtaposed against this grid, you see actually, by rolling over each individual one, the humanity behind this hugely mechanical process.
ve bu sistem karşısında yan yana her birinin üzerine yuvarlanarak, bu kocaman mekanik işlemin arkasındaki insanlığı görüyorsunuz aslında.
basho, in 17 syllables, juxtaposed a turbulent ocean driven by a storm now past, and captured the almost impossible beauty of our home galaxy with millions of stars, probably hundreds and hundreds of -- who knows how many -- planets, maybe even an ocean that we will probably call sylvia in time.
basho, 17 hecede bir arada etkisi yeni geçmiş olan fırtınadan çalkalanan bir okyanus, ve kendi galaksimizin akıl almayan güzelliğini birlikte yakalamıştı, beraberinde milyonlarca yıldız, belki yüzlerce ve yüzlerce --kim bilir kaç tane-- gezegen, ve belki de zaman içinde sylvia ismi ile alınan bir okyanusla beraber.