人が翻訳した例文から、翻訳方法を学びます。
プロの翻訳者、企業、ウェブページから自由に利用できる翻訳レポジトリまで。
i don't like you.
seni sevmiyorum.
最終更新: 2014-02-01
使用頻度: 1
品質:
i don't need you to take care of me.
benimle ilgilenmene ihtiyacım yok.
最終更新: 2014-02-01
使用頻度: 1
品質:
i don't like you anymore.
artık seni sevmiyorum.
最終更新: 2014-02-01
使用頻度: 1
品質:
frankly speaking, i don't like you.
açıkçası, ben sizi sevmiyorum.
最終更新: 2014-02-01
使用頻度: 1
品質:
ok, so i'd like you to take a little away from this.
tamam, şimdi sizleri bu konudan biraz uzaklaştıralım.
最終更新: 2015-10-13
使用頻度: 1
品質:
i don't like you any more than you like me.
seni senin beni sevdiğinden daha çok sevmiyorum.
最終更新: 2014-02-01
使用頻度: 1
品質:
but i want you to take this very seriously.
ama bunu çok ciddiye almanı istiyorum.
最終更新: 2015-10-13
使用頻度: 1
品質:
if it's at all possible, i'd like you to take part in the next meeting.
eğer mümkün olursa, bir sonraki toplantıya katılmak istiyorum.
最終更新: 2014-02-01
使用頻度: 1
品質:
between you and me, i don't like our new team captain.
senin ve benim aramda, yeni takım kaptanımızı sevmiyorum.
最終更新: 2014-02-01
使用頻度: 1
品質:
i want you to take this paper to her right away.
bu evrakı hemen ona götürmeni istiyorum.
最終更新: 2014-02-01
使用頻度: 1
品質:
i strongly advise you to take this medicine right away.
bu ilacı derhal kullanmanı şiddetle tavsiye ediyorum.
最終更新: 2014-02-01
使用頻度: 1
品質:
i don't want to just look at this cool device, i want to take this data and make something even better.
bu havalı araca sadece bakmak istemiyorum. bu verileri alıp daha da iyi birşey yapmak istiyorum.
最終更新: 2015-10-13
使用頻度: 1
品質:
you know, so this is all very cool, but what i'd like you to take from the talk, hopefully from some of those big questions, is that this molecular programming isn't just about making gadgets.
biliyorsunuz, bunların hepsi müthiş şeyler, ama sizin bu konuşmadan edindiğiniz fikrin bu büyük soruların bir kısmını yanıtlamasını umut ederim, bu molküler programlama, sadece cihazlar yapmakla ilgili birley değil.
最終更新: 2015-10-13
使用頻度: 1
品質:
i said, "i don't know if it's the right decision or not, but i would like you to come to lunch tomorrow and tell the uncle what it's like to walk down the street, what people say to you, what you do for a living.
"doğru birşey yaptığımdan emin değilim" "ama lütfen yarın öğle yemeğine gelin de," "dayısına sizler gibi yaşamanın" "zorluklarından bahsedin."
最終更新: 2015-10-13
使用頻度: 1
品質:
警告:見えない HTML フォーマットが含まれています
at pick-up time the teachers, who have been with your children all day, would like you to be there at the appointed hour to take your children back.
Çocukların alınma saatinde bütün gün onlarla birlikte olan öğretmenler sizin çocukları gelip zamanında almanızı isterler.
最終更新: 2015-10-13
使用頻度: 1
品質:
so it's going to take brilliant people like you to study these things, get other people involved -- and you're helping to come up with solutions.
bu problemleri sizin gibi parlak zekâlı insanlar inceleyecek ve başka insanların da incelemesini sağlayacak -- böylece çözüm bulmaya yardımcı olacak.
最終更新: 2015-10-13
使用頻度: 1
品質: