検索ワード: my dream is become a part foreign affairs (英語 - トルコ語)

my dream is to become a pilot.
hayalim bir pilot olmak.

her dream is to become a nurse.
onun hayali bir hemşire olmaktı.

my dream is to be a fire fighter.
hayalim bir itfaiyeci olmaktır.

my dream is to lead a quiet life in the country.
hayalim kırsalda sakin bir hayata götürecek.

my dream is to be the first lady.
hayalim devlet başkanının eşi olmak.

my dream is to make it as an actor in hollywood.
hayalim holivud'da bir aktör olarak başarılı olmaktır.

i believe my songs have become a part of our collective memory, signifying the times we live in.
Şarkılarımın, yaşadığımız dönemi ifade ederek, ortak hafızamızın bir parçası haline geldiğini düşünüyorum.

i worry a lot because i will become a part of a high unemployment rate."
endişeleniyorum, çünkü yüksek işsizlik oranının bir parçası olacağım."

kosovo would become a demilitarised zone and serbia would retain control over borders, customs, fiscal and monetary policies, while defence and foreign affairs policies would be centralised.
buna göre kosova askeri güçlerden arındırılacak ve sırbistan kosova'nın sınırları, gümrüğü, maliyesi ve para politikaları üzerinde kontrolünü devam ettirirken, savunma ve dışişleri politikaları merkezileştirilecekmiş.

and, in a way, i wanted the human figure in the picture to become a part of that nature.
ve bir bakımı, resmin içinde bir insan figürünün o doğanın bir parçası olmasını istedim,

powell said he wants to see bih become a part of nato and the eu, but added that more changes are needed for admission.
bh'nin nato ve ab'nin bir parçası haline geldiğini görmek istediğini söyleye powell, katılım için daha fazla değişiklik gerektiğini de sözlerine ekledi.

one of my dreams is to learn icelandic.
rüyalarımdan birisi İzlandaca öğrenmek.

i've lost all faith in the media -- a hapless joke i would much rather laugh at than become a part of.
medyaya güvenimi tümüyle yitirdim -- bir parçası olmaktansa gülüp geçmek isteyeceğim bir talihsizlik.

it had become a part of my body, an extension of my senses, and after some time, it even became a part of my official image.
vücudumun bir parçası, hislerimin bir uzantısı olmuştu ve bir zaman sonra resmi fotoğrafımın bile bir parçası haline geldi.

those who join me in making it happen will become a part of history and join other bold individuals from time past who, had they been here today, would have heartily approved.
ben bunu yaparken kim bana katilirsa tarihin bir parcasi olacak ve gecmisteki arastirmalara katilan gozupeklerden su an kim burada ise, onlarda ictenlikle kabul edilecektir.

"the importance of the process and bih's chairmanship lays in the fact that regional co-operation presents a test whether bih can become a member of eu one day," said bih deputy minister of foreign affairs lidija topic.
bh dışişleri bakan yardımcısı lidija topiç, "bölgesel işbirliğinin bh'nin bir gün ab üyesi olup olamayacağına ilişkin bir sınav görevi görmesi nedeniyle süreç ve bh'nin başkanlığı önem taşıyor," şeklinde konuştu.

with eu membership still more than a year away, zagreb is working to boost several fronts, including relations with its neighbours, some of whom won't become a part of the eu family for a while.
ab üyeliğine daha 1 yıldan uzun süresi olan zagrep, bazıları bir süre daha ab ailesinin bir parçası olamayacak komşularıyla ilişkileri de dahil olmak üzere birçok cephede ilerleme kaydetmek için çabalıyor.

"let this ten-year project in which all citizens of macedonia are a part become a pillar of coexistence, indicator of values and a reminder that final solutions do not exist.
mizrahi, "tüm makedon vatandaşların birer parçası olduğu bu on yıllık proje, birlikte yaşamanın bir dayanağı, değerlerin bir göstergesi ve nihai çözümlerin mümkün olmadığını bize hatırlatan bir unsur olsun.

"i want serbia and serbian citizens to become a part of our union and embrace the european heritage and the european values, rights and obligations," frattini said in remarks wednesday, welcoming the start of the visa liberalisation talks.
frattini Çarşamba günkü sözlerinde, "sırbistan ve sırp halkının birliğimizin bir parçası olup avrupa mirası ve avrupa değerleri, hakları ve yükümlülüklerini kucaklamalarını istiyorum." diyerek vize serbestleştirme görüşmelerinin başladığını müjdeledi.

to conclude, this is just one cross-section of one piece of city, but my dream is, my hope is, that when you all go back to your own cities that we can start to work together and collaborate on remaking and reforming a new urban landscape towards a more sustainable, a more livable and a more delicious future.
sonuç olarak, bu şehrin sadece bir kesidi, ama benim rüyam ve ümidim şu, sizler kendi şehirlerinize döndüğünüzde daha sürdürülebilir, daha yaşanabilir ve daha lezzetli bir gelecek için yeni bir şehir düzenlemesini hep birlikte çalışmaya başlayıp tekrardan yapıp şekillendirebiliriz.