検索ワード: ordinary (英語 - トルコ語)

ordinary
sıradan arayüzler

ordinary wood
sıradan ahşap

ordinary concrete
sıradan beton

- ordinary share - 0%
- adi hisse senetleri - 0%

ordinary profit or loss
olağan kar veya zarar

he is no ordinary man.
o sıradan bir adam değil.

contact me by ordinary mail.
lütfen bana mektupla ulaşın.

he is just an ordinary person.
o, sadece sıradan bir kişidir.

this isn't any ordinary ability.
bu sıradan bir yetenek değildir.

ordinary general assembly meeting of
erca group kimya san.ve tic.

i did nothing out of the ordinary.
sıra dışı bir şey yapmadım.

i have no interest in ordinary people.
benim sıradan insanlara hiç ilgim yok.

and what we have here is no ordinary desk lamp.
buradaki şey sıradan bir masa lambası değil.

among ordinary people, reactions are mixed.
sokaktaki adamın tepkileri ise karışık.

* ordinary differential equations and dynamical systems.
* ordinary differential equations and dynamical systems.

meanwhile, ordinary citizens are feeling the pinch.
sokaktaki vatandaş ise ekonomik açıdan zor günler geçiriyor.

and in our ordinary lives we exist as individuals.
ve sıradan hayatlarımızda bireysel olarak varoluyoruz.

ordinary incomes and profit incurred from other operations
diğer faaliyetlerden olağan gelir ve karlar

barricades seem a patriotic obligation only for ordinary folks.
barikatları sadece sıradan vatandaşlar bir vatanseverlik yükümlülüğü olarak görüyor.

i learned about ordinary people who could be heroes.
sıradan insanların kahraman olabildiklerini öğrendim.