検索ワード: overthrown (英語 - トルコ語)

the czar was overthrown.
Çar devrildi.

the government was overthrown.
hükümet devrildi.

when the tombs are overthrown,
kabirler deşildiği zaman,

and the overthrown cities did he overthrow,
altüst olan şehirleri de o böyle yaptı.

the ruler was overthrown and banished from the country.
yönetici devrildi ve ülkeden sürüldü.

he was overthrown two years later and went into exile.
İki yıl sonra devrildi ve sürgüne gitti.

thus there and then they were vanquished and overthrown, humiliated.
oracıkta yenildiler ve horhakıyr bir halde yaptıklarından feragat ettiler.

know now that god hath overthrown me, and hath compassed me with his net.
beni ağıyla kuşattı.

and he destroyed the overthrown cities (of sodom and gomorrah).
altüst olan şehirleri de o böyle yaptı.

and firon and those before him and the overthrown cities continuously committed sins.
fir'avn ve ondan öncekiler ve altüst olmuş kentler(in halkı olan lut kavmi) de hatalı iş yaptılar.

when the sun kuwwirat (wound round and lost its light and is overthrown).
güneş büzüldüğü zaman,

and pharaoh, and those before him, and the cities overthrown, committed habitual sin.
fir'avn ve ondan öncekiler ve altüst olmuş kentler(in halkı olan lut kavmi) de hatalı iş yaptılar.

then came the pharaoh, and those before him whose habitations were overthrown while they were committing crimes.
fir'avn ve ondan öncekiler ve altüst olmuş kentler(in halkı olan lut kavmi) de hatalı iş yaptılar.

but journalists still feel pressure -- even though slobodan milosevic's regime was overthrown more than two years ago.
rapora göre sırbistan-karadağ'da konuşma ve haber verme özgürlüğü iyiye gidiyor ancak, miloşeviç rejiminin iki yıldan fazla bir süre önce devrilmiş olmasına rağmen gazeteciler hala üzerilerinde baskı hissediyorlar.

and he destroyed the overthrown cities [of sodom to which prophet lout (lot) was sent].
altüst olan şehirleri de o böyle yaptı.