検索ワード: snares (英語 - トルコ語)

snares on, snares off.
kirişler takılı, kirişler çıkık

and i'm also being told that the drum is without snares.
ve ayrıca bana trampetin kirişsiz olacağı da söyleniyor.

therefore snares are round about thee, and sudden fear troubleth thee;
ansızın gelen korkuyla yılıyorsun,

the sorrows of hell compassed me about: the snares of death prevented me.
Ölüm tuzakları çıkmıştı karşıma.

the fear of the lord is a fountain of life, to depart from the snares of death.
İnsanı ölüm tuzaklarından uzaklaştırır.

keep me from the snares which they have laid for me, and the gins of the workers of iniquity.
suç işleyenlerin kapanlarından.

thorns and snares are in the way of the froward: he that doth keep his soul shall be far from them.
canını korumak isteyen bunlardan uzak durur.

i had to basically look at this particular drum, see how it was made, what these little lugs did, what the snares did.
Öncelikle bu trampeti incelemeliydim, nasıl yapıldığına bakıp, şu küçük kulpların ne yaptığına, kapanların ne yaptığına.

they encourage themselves in an evil matter: they commune of laying snares privily; they say, who shall see them?
‹‹kim görecek?›› derler.

for among my people are found wicked men: they lay wait, as he that setteth snares; they set a trap, they catch men.
tuzak kuruyor, insan yakalıyorlar.

they have a series of traps, of snares that they've set up to catch wild pigs, snakes, monkeys, rodents -- anything they can, really.
bir sürü kapanları var, yabani domuz, yılan, maymun, kemirgen, ne olursa, yakalamak için tuzak kuruyorlar.

"in the devil's snare: the salem witchcraft crisis of 1692".
"in the devil's snare: the salem witchcraft crisis of 1692".