検索ワード: your love will make me feel better (英語 - トルコ語)

this medicine will make you feel better.
bu ilaç sizi daha iyi hissettirecek.

it can make me feel this?
televizyon bana bunları hissettirebilir mi?

you make me feel so guilty.
sen bana çok suçlu hissettiriyorsun.

my mother will make me a birthday cake.
annem bana bir doğum günü pastası yapacak.

but anyhow, the laughter makes me feel a little bit better.
neyse ki bu gülme sesleri biraz daha iyi hissetmemi sağladı.

who will make me die, then give me life again,
"beni öldürecek, sonra diriltecek olan da o'dur,"

how, literally, ungrounded that would make me feel.
nasıl da, kelimenin tam anlamıyla, yersiz yurtsuz hissedeceğimi düşündüm.

who will make me die, then he will bring me to life,
"beni öldürecek, sonra diriltecek olan da o'dur,"

tom makes me feel needed.
tom bana gerekli hissettiriyor.

m: it makes me feel bad.
m:kötü hissettiriyor.

being with you makes me feel happy.
seninle birlikte olmak beni mutlu ediyor.

"the way you make me feel"'s music consisted of blues harmonies.
"the way you make me feel"in müziği blues armonileri taşımaktadır.

and if it be not so now, who will make me a liar, and make my speech nothing worth?
söylediklerimin boş olduğunu gösterebilir?››

"i wouldn't hide it if society didn't make me feel like i needed to."
"eğer toplum beni buna zorlamasaydı, bunu gizlemezdim"

and i honestly believe the key to my success as an actor and my progress as a person has been the very lack of self that used to make me feel so anxious and insecure.
ve tüm kalbimle inanıyorum ki oyuncu olarak başarımın ve bir kişi olarak ilerlememin anahtarı, kendimi bu kadar kaygılı ve güvensiz hissettiren benliğin yokluğuydu.

and i think it's actually quite rare to have both malingering and generalized anxiety disorder, because malingering tends to make me feel very anxious.
bence hem hasta rolü yapmanın hem de genel kaygı bozukluğunun aynı anda görülme sıklığı az olmalı, çünkü hasta rolü yapmak beni kaygılandırıyor.

but you know, that makes me feel good, because richard dawkins has told us how to treat a priesthood.
ama bu da gizlice hoşuma gidiyor. Çünkü richard dawkins, ruhban sınıfına ne yapılması gerektiğini çok güzel ifade ediyor.

and there, i must attend these meetings, mingling with some tiresome politicians, trying to make me feel comfortable by telling how often they are eating the curry in georgetown.
orada, georgetown'da ne sıklıkla köri yediğini anlatarak beni rahatlatmaya çalışan bazı sıkıcı politikacılarla görüşmelere katılmam gerekiyor.

he said, "oh, yeah. i told the psychiatrist that i wanted to watch women as they died because it would make me feel more normal."
o da "psikiatriste kadınları olurken izlemek istediğimi, bunun beni normal hissettirdiğini söyledim." dedi.

the lord god is my strength, and he will make my feet like hinds' feet, and he will make me to walk upon mine high places. to the chief singer on my stringed instruments.
aşırtır beni yükseklerden. |imüzik şefi için: telli sazlar eşliğinde söylenecek.|r