검색어: özlediğiniz (터키어 - 영어)

‹‹İşte habercimi gönderiyorum. Önümde yolu hazırlayacak. Aradığınız Rab ansızın tapınağına gelecek; görmeyi özlediğiniz antlaşma habercisi gelecek›› diyor Her Şeye Egemen RAB.
Behold, I will send my messenger, and he shall prepare the way before me: and the Lord, whom ye seek, shall suddenly come to this temple, even the messenger of the covenant, whom ye delight in: behold, he shall come, saith the LORD of hosts.

Seni çok özledik
Semi con've missed

"Entertainment Weekly" dergisinden Leah Greenblatt "Crazier" için "hoş ve özlediğimiz bir ballad olmuş" dedi.
" Leah Greenblatt of "Entertainment Weekly" described "Crazier" as "a pretty, yearning ballad.

BBC Football Focus'tan Garth Crooks'la yaptığı bir görüşmede Henry eski evini ve hatta İngiliz basınını özlediğini belirtti.
In an interview with Garth Crooks on BBC Football Focus, Henry described missing life "back home" and even "the English press".

Zarzuri cesur bir tavır takınsalar da, mültecilerin çoğunun endişeli olduğunu ve evlerini ve geride bıraktıkları aile fertlerini özlediklerini söylüyor.
And while Zarzuri puts forth a brave face, he confesses that many of the refugees are anxious and that they miss home and family members left behind.

Sırbistan on yıldır izole edilmişti, fakat bizim avantajımız, özlediğimiz şeyin tam da normal yaşam olduğunun farkındalığıydı.
Serbia was isolated for ten years, but our advantage was the awareness that a normal life is exactly what we were missing.

Noam Toran ve "Yalnız Adam için Aksesuarlar": fikir şöyle, sevdiğiniz insanı kaybettiğinizde veya zor bir ayrılığı atlatmaya çalışırken en çok özlediğiniz şey, o sizi uyuz eden şeyler, o insanla beraberken nefret ettiğiniz şeyler.
Noam Toran and "Accessories for Lonely Men": the idea is that when you lose your loved one or you go through a bad breakup, what you miss the most are those annoying things that you used to hate when you were with the other person.

Yani, sadece hayatta neleri özlediğimiz fikri.
So it's just this idea of what we really miss in life.

Seni özledik.
We missed you.

Tekrar hoş geldin, Tom. Seni özledik.
Welcome back, Tom. We've missed you.

Onları özlediğini biliyorum.
I know you miss them.

O, evi özlediği için değil fakat parası kalmadığı için döndü.
He came back not because he was homesick, but because he was running short of money.

Sanırım hepimizin özlediği bir şey var.
I think there's something we're all missing.

Hepimiz Tom'u özledik.
We all missed Tom.

Seni sevdiğimi ve özlediğimi unutma.
Remember that I love you and miss you.

Sizi özledik.
We've missed you.

Tom'un bizi özlediğini biliyorum.
I know Tom is watching us.

Tom'u ne kadar çok özlediğimi sana söyleyemem.
I can't tell you how much I miss Tom.

Arkadaşlarını özlediğini biliyorum.
I know you miss your friends.

Hepimiz seni özledik.
We all have missed you.