검색어: akılsızlığı (터키어 - 이탈리아어)

umarım yapacağım küçük bir akılsızlığı hoş görürsünüz. ne olur, beni hoş görün!
oh se poteste sopportare un po' di follia da parte mia! ma, certo, voi mi sopportate

kendimi bilgi ve bilgeliği, deliliği ve akılsızlığı anlamaya adadım. gördüm ki, bu da yalnızca rüzgarı kovalamaya kalkışmakmış.
ho deciso allora di conoscere la sapienza e la scienza, come anche la stoltezza e la follia, e ho compreso che anche questo è un inseguire il vento

İnsanların göklerin altında geçirdiği birkaç günlük ömürleri boyunca, yapacakları iyi bir şey olup olmadığını görünceye dek, bilgeliğimin önderliğinde, bedenimi şarapla nasıl canlandırayım, akılsızlığı nasıl ele alayım diye düşündüm durdum.
ho voluto soddisfare il mio corpo con il vino, con la pretesa di dedicarmi con la mente alla sapienza e di darmi alla follia, finché non scoprissi che cosa convenga agli uomini compiere sotto il cielo, nei giorni contati della loro vita

değnekle terbiye edilirse akılsızlıktan uzaklaşır.
la stoltezza è legata al cuore del fanciullo, ma il bastone della correzione l'allontanerà da lui