검색어: gåen (노르웨이어 - 터키어)

jeg er gåen.
Çok yoruldum, canım.

-fortsatt gåen.
su ısıtıcısı ne durumda?

clutchen er gåen.
debriyajınız ölmüş..

planen er gåen!
plan suya düştü!

- han er helt gåen.
bakın, bakın. hiçbir şeyi kalmadı.

den var temmelig gåen.
mahvolmuştu.

den er gåen, morgan.
bu bozuk morgan.

- girkassen din er gåen.
- vites kutunuz dağılmış efendim.

- Å gud, jeg er gåen!
- tanrım o kadar yorgunum ki!

mr miyagi, jeg er gåen.
bay miyagi, bittim.

- servostyringen er gåen. - hva?
- hidroliğe bir şey oldu derken?

den hadde en gåen aksel.
dingili arızalıydı...

du virker litt gåen, kjære.
hayatım biraz kullanılmış gibi gözüküyorsun.

den mottar, men senderen er gåen.
yayın alabiliyorum ama verici tamamen dağılmış.

- jeg trodde telefonen din var gåen.
telefonun bozuk sandım. geldiğini duydum, uğrayayım dedim. - evet, şey...

karrieren er gåen, om du har flaks.
Şanslıysan kariyerin mahvolur.

ryggsekk, glidelåsen er gåen på min ryggsekk
"sırt çantası, fermuarı bozuldu..."

jeg misliker taklamper. -lyspæren er gåen.
yukarıdakinin ampulü patlamış.

en fyr i mount pleasant har en gåen varmtvannsbereder.
pleasant dağında bir adam su radyatörünü çatlatmış.

- jeg tar alt jeg får kloa i. jeg er helt gåen.
elimden geleni yapacağım, kardeşim.