검색어: trofasthet (노르웨이어 - 터키어)

din trofasthet er mektig.
güvenilirliğin ululardan yüce.

når vi snakker om trofasthet.
İnanç konusunu açmışken--

- det er jo ikke akkurat trofasthet.
adamlar iyiler. sadakate da pek uyduğu söylenemez!

"hans trofasthet er skjold og vern."
"onun hakikati sizin siper ve zırhınız olur."

det forsvant, med ridderlighet og trofasthet.
sanırım öldü, yiğitlik ve sadakatle birlikte.

- damen jeg skulle sverge trofasthet.
- bir zamanlar başarımı kendisine adadığım hanım.

hans trofasthet blir ditt skjold og ditt vern...
o'nun sadakati senin kalkanın, siperin olur.

den hadde aldri betvilt archers trofasthet.
archer'ın sadakati hiç sorgulanmadı.

fbis motto er "trofasthet, mot, integritet".
- fbi'ın sloganı şudur: sadakat, cesaret ve dürüstlük.

nei, man ser ikke slik trofasthet så ofte nå til dags.
hayır, artık böyle bir sadakate az rastlanıyor.

du har fastsatt dine vidnesbyrd i rettferdighet og stor trofasthet.
ve tam güvenilirdir.

voldelighet og trofasthet overfor mafiadoktrine... løftet sparazza fram.
mafya öğretisine adanmış zulüm ve köle gibi sadakat, sparazza'nın yıldızını yükseltti.

aksepterer du ridderskapets byrde og sverger trofasthet til ditt land?
justin, kendini şövalyeliğe vakfetmeyi ve krallığa sadakat yeminini edip bu ağır yükü kabul ediyor musun?

0g så elsker jeg trofasthet og lojalitet... - og dette her?
ve güven ve sadakati de seviyorum...

alejandro, ta denne ringen som et tegn på min kjærlighet og trofasthet.
alejandro bu yüzüğü aşkımın ve sadakatimin işareti olarak kabul et.

for din miskunnhet er stor inntil himmelen, og din trofasthet inntil skyene.
görkemin bütün yeryüzünü kaplasın!

men min miskunnhet vil jeg ikke ta fra ham, og min trofasthet skal ikke svikte;
ağzımdan çıkan sözü değiştirmeyeceğim.

jeg ber ikke om 50 års trofasthet. men behøver du å sikle under bryllupsseremonien?
senden elli yıllık bir aşk, bağlılık ya da itaat istiyor değilim ama en azından tören esnasında ağzının suyu akmasın.

ved min fars hode svor jeg min trofasthet du har bevist din lojalitet, takmed han her lever enda
babamın başı üzerine... bağlılık yemini ediyorum. sadakatini kanıtladın takmet. bu hala hayatta.

for jeg sier: miskunnhet bygges op til evig tid, i himmelen grunnfester du din trofasthet.
kulum davuta şöyle ant içtim: