검색어: dessen (독일어 - 터키어)

dessen früchte herabhängen.
artık o, meyveleri sarkmış, yüksek bir bahçede, hoş bir yaşayış içindedir.

dessen aroma aus moschus ist.
hitamı misktir, içildiğinde sonu mis gibi kokar.

"du warst dessen ja unachtsam.
allah ona buyurur: “sen bundan gaflet içindeydin.

dem aber, dessen waage leicht ist
ameli yeğni olana gelince.

wir waren dessen ja unachtsam. nein!
"vah bize, biz bundan gaflet içinde idik (bunun doğru olacağını hiç düşünmüyorduk).

wie wenig seid ihr (dessen) eingedenk!
ne az öğüt alıyorsunuz?

außer demjenigen, dessen allah sich erbarmt.
allah'ın rahmet ettiği kimse müstesna.

also hinsichtlich desjenigen, dessen gewogenes schwer ist,
ama tartıları ağır gelen kimse hoş bir hayat içinde olacaktır.