전문 번역가, 번역 회사, 웹 페이지 및 자유롭게 사용할 수 있는 번역 저장소 등을 활용합니다.
aber von dem blauen und roten purpur und dem scharlach machten sie aaron amtskleider, zu dienen im heiligtum, wie der herr mose geboten hatte.
kutsal yerde hizmet için lacivert, mor, kırmızı iplikten özenle dokunmuş giysiler yaptılar. ayrıca rabbin musaya buyurduğu gibi haruna kutsal giysiler yapıldı.
das amtschild sollst du machen nach der kunst, wie den leibrock, von gold, blauem und rotem purpur, scharlach und gezwirnter weißer leinwand.
‹‹usta işi bir karar göğüslüğü yap. onu da efod gibi, altın sırmayla, lacivert, mor, kırmızı iplikle, özenle dokunmuş ince ketenden yap.
die ware des goldes und silbers und edelgesteins und die perlen und köstliche leinwand und purpur und seide und scharlach und allerlei wohlriechendes holz und allerlei gefäß von elfenbein und allerlei gefäß von köstlichem holz und von erz und von eisen und von marmor,
altını, gümüşü, değerli taşları, incileri, ince keteni, ipeği, mor ve kırmızı kumaşları, her çeşit kokulu ağacı, fildişinden yapılmış her çeşit eşyayı, en pahalı ağaçlardan, tunç, demir ve mermerden yapılmış her çeşit malı, tarçın ve kakule, buhur, güzel kokulu yağ, günnük, şarap, zeytinyağı, ince un ve buğdayı, sığırları, koyunları, atları, arabaları ve köleleri, insanların canını satın alacak kimse yok artık.
aber im tor des hofes soll ein tuch sein, zwanzig ellen breit, gewirkt von blauem und rotem purpur, scharlach und gezwirnter weißer leinwand, dazu vier säulen auf ihren vier füßen.
‹‹avlunun girişinde lacivert, mor, kırmızı iplikle, özenle dokunmuş ince ketenden yirmi arşın boyunda nakışlı bir perde olacak. dört direği ve dört tabanı bulunacak.
und mit ihm oholiab, der sohn ahisamachs, vom stamme dan, ein meister zu schneiden, zu wirken und zu sticken mit blauem und rotem purpur, scharlach und weißer leinwand.
dan oymağından oymacı, yaratıcı, lacivert, mor, kırmızı iplik ve ince keten işlemede usta nakışçı ahisamak oğlu oholiav da ona yardım etti.
da hingen weiße, rote und blaue tücher, mit leinenen und scharlachnen seilen gefaßt, in silbernen ringen auf marmorsäulen. die bänke waren golden und silbern auf pflaster von grünem, weißem, gelbem und schwarzen marmor.
mermer sütunlar üzerindeki gümüş çemberlere mor ve beyaz renkli iplikten yapılmış sicimlerle bağlanmış beyaz ve lacivert kumaşlar asılmıştı. somaki, mermer, sedef ve pahalı taşlar döşenmiş avluya altın ve gümüş sedirler yerleştirilmişti.