전문 번역가, 번역 회사, 웹 페이지 및 자유롭게 사용할 수 있는 번역 저장소 등을 활용합니다.
und so oft der könig in das haus des herrn ging, trugen sie die trabanten und brachten sie wieder in der trabanten kammer.
kral rabbin tapınağına her gittiğinde, muhafızlar bu kalkanları taşır, sonra muhafız odasına götürürlerdi.
마지막 업데이트: 2012-05-04
사용 빈도: 1
품질:
an deren statt ließ der könig rehabeam eherne schilde machen und befahl sie den obersten der trabanten, die an der tür des königshauses hüteten.
kral rehavam bunların yerine tunç kalkanlar yaptırarak sarayın kapı muhafızlarının komutanlarına emanet etti.
마지막 업데이트: 2012-05-04
사용 빈도: 1
품질:
und ein dritter teil soll sein am tor sur, und ein dritter teil am tor das hinter den trabanten ist, und soll der hut warten am hause massah.
üçte biri sur kapısında, üçte biri de muhafızların arkasındaki kapıda bulunacak. sırayla tapınak nöbeti tutacaksınız.
마지막 업데이트: 2012-05-04
사용 빈도: 1
품질:
an deren statt ließ der könig rehabeam eherne schilde machen und befahl sie unter die hand der obersten trabanten, die die tür hüteten am hause des königs.
kral rehavam bunların yerine tunç kalkanlar yaptırarak sarayın kapı muhafızlarının komutanlarına emanet etti.
마지막 업데이트: 2012-05-04
사용 빈도: 1
품질:
im siebenten jahr aber sandte hin jojada und nahm die obersten über hundert von den leibwächtern und den trabanten und ließ sie zu sich ins haus des herrn kommen und machte einen bund mit ihnen und nahm einen eid von ihnen im hause des herrn und zeigte ihnen des königs sohn
yedinci yıl yehoyada haber gönderip karyalılarınfö ve muhafızların yüzbaşılarını çağırttı. onları rabbin tapınağında toplayarak onlarla bir antlaşma yaptı. hepsine rabbin tapınağında ant içirdikten sonra kralın oğlu yoaşı kendilerine gösterdi.
마지막 업데이트: 2012-05-04
사용 빈도: 1
품질:
was aber noch von volk in der stadt war, und was sonst zu ihnen gefallen war, die führte nebusaradan, der hauptmann der trabanten, alle miteinander gen babel gefangen.
komutan nebuzaradan kentte sağ kalanları, kendi safına geçen kaçakları ve geri kalan halkı babile sürgün etti.
마지막 업데이트: 2012-05-04
사용 빈도: 1
품질:
und die trabanten standen um den könig her, ein jeglicher mit seiner wehre in der hand, von dem winkel des hauses zur rechten bis zum winkel zur linken, zum altar zu und zum hause.
kralı korumak için sunağın ve tapınağın çevresine tapınağın güneyinden kuzeyine kadar silahlı muhafızlar yerleştirildi.
마지막 업데이트: 2012-05-04
사용 빈도: 1
품질:
adonia aber, der sohn der haggith, erhob sich und sprach: ich will könig werden! und machte sich wagen und reiter und fünfzig mann zu trabanten vor ihm her.
hagitin oğlu adoniya kral olmayı düşünüyordu. bu amaçla ortaya çıkıp kendine savaş arabaları, atlılar ve önünde koşacak elli muhafız buldu.
마지막 업데이트: 2012-05-04
사용 빈도: 1
품질:
und nahm die obersten über hundert und die leibwächter und die trabanten und alles volk des landes, und sie führten den könig hinab vom hause des herrn und kamen durchs tor der trabanten zum königshause; und er setzte sich auf der könige stuhl.
sonra yüzbaşıları, karyalıları, muhafızları ve halkı yanına aldı. kralı rabbin tapınağından getirdiler. muhafızlar kapısından geçerek sarayına götürdüler, kral tahtına oturttular.
마지막 업데이트: 2012-05-04
사용 빈도: 1
품질:
da er nun die brandopfer vollendet hatte, sprach jehu zu den trabanten und rittern: geht hinein und schlagt jedermann; laßt niemand herausgehen! und sie schlugen sie mit der schärfe des schwerts. und die trabanten und ritter warfen sie weg und gingen zur stadt des hauses baals
yakmalık sununun sunulması biter bitmez, yehu muhafızlarla komutanlara, ‹‹İçeriye girin, hepsini öldürün, hiçbiri kaçmasın!›› diye buyruk verdi. muhafızlarla komutanlar hepsini kılıçtan geçirip ölülerini dışarı attılar. sonra baalın tapınağının iç bölümüne girdiler.
마지막 업데이트: 2012-05-04
사용 빈도: 1
품질: