검색어: hiezabel (라틴어 - 터키어)

hiezabel
izevel

miseruntque ad hiezabel dicentes lapidatus est naboth et mortuus es
sonra İzebele, ‹‹navot taşlanarak öldürüldü›› diye haber gönderdiler.

sed et de hiezabel locutus est dominus dicens canes comedent hiezabel in agro hiezrahe
‹‹rab İzebel için de, ‹İzebeli yizreel kentinin surları dibinde köpekler yiyecek› diyor.

hiezabel quoque comedent canes in agro hiezrahel nec erit qui sepeliat eam aperuitque ostium et fugi
yizreel topraklarında İzebelin ölüsünü köpekler yiyecek ve onu gömen olmayacak.› ›› uşak bunları söyledikten sonra kapıyı açıp kaçtı.

igitur non fuit alter talis ut ahab qui venundatus est ut faceret malum in conspectu domini concitavit enim eum hiezabel uxor su
-ahav kadar, rabbin gözünde kötü olanı yaparak kendini satan hiç kimse olmadı. karısı İzebel onu her konuda kışkırtıyordu.

cumque vidisset ioram hieu dixit pax est hieu at ille respondit quae pax adhuc fornicationes hiezabel matris tuae et veneficia eius multa vigen
yoram yehuyu görünce, ‹‹barış için mi geldin?›› diye sordu. yehu, ‹‹annen İzebelin yaptığı bunca putperestlik ve büyücülük sürüp giderken barıştan söz edilir mi?›› diye karşılık verdi.

fecerunt ergo cives eius maiores natu et optimates qui habitabant cum eo in urbe sicut praeceperat eis hiezabel et sicut scriptum erat in litteris quas miserat ad eo
navotun yaşadığı kentin ileri gelenleriyle soyluları İzebelin gönderdiği mektuplarda yazdıklarını uyguladılar.

dixit ergo ad eum hiezabel uxor eius grandis auctoritatis es et bene regis regnum israhel surge et comede panem et aequo esto animo ego dabo tibi vineam naboth hiezrahelita
İzebel, ‹‹sen İsraile böyle mi krallık yapıyorsun?›› dedi, ‹‹kalk, yemeğini ye, keyfini bozma. yizreelli navotun bağını sana ben vereceğim.››

numquid non indicatum est tibi domino meo quid fecerim cum interficeret hiezabel prophetas domini quod absconderim de prophetis domini centum viros quinquagenos et quinquagenos in speluncis et paverim eos pane et aqu
efendim, İzebel rabbin peygamberlerini öldürdüğünde yaptıklarımı duymadın mı? rabbin peygamberlerinden yüzünü ellişer ellişer iki mağaraya saklayıp onların yiyecek, içecek gereksinimlerini karşıladım.

factum est autem cum audisset hiezabel lapidatum naboth et mortuum locuta est ad ahab surge posside vineam naboth hiezrahelitae qui noluit tibi adquiescere et dare eam accepta pecunia non enim vivit naboth sed mortuus es
İzebel, navotun taşlanıp öldürüldüğünü duyar duymaz, ahava, ‹‹kalk, yizreelli navotun sana gümüş karşılığında satmak istemediği bağını sahiplen›› dedi, ‹‹Çünkü o artık yaşamıyor, öldü.››