검색어: ubi (라틴어 - 터키어)

ubi tu caia, ibi ego caius
bunu, orada

at illi dixerunt ubi vis paremu
ona, ‹‹nerede hazırlık yapmamızı istersin?›› diye sordular.

dixerunt ei ubi est ille ait nesci
ona, ‹‹nerede o?›› diye sordular. ‹‹bilmiyorum›› dedi.

via impiorum tenebrosa nesciunt ubi corruan
neden tökezlediklerini bilmezler.

ubi enim est thesaurus tuus ibi est et cor tuu
hazineniz neredeyse, yüreğiniz de orada olacaktır.

mortem ubi contemnas, omnes viceris metus
where they pay no regard to the death of the, all you win a victory over the fear of

ubi enim testamentum mors necesse est intercedat testatori
ortada bir vasiyetfx1 varsa, vasiyet edenin ölümünün kanıtlanması gerekir.

at ubi venit fides iam non sumus sub pedagog
ama iman gelmiş olduğundan, artık yasanın denetiminde değiliz.

abraham autem consurgens mane ubi steterat prius cum domin
İbrahim sabah erkenden kalkıp önceki gün rabbin huzurunda durduğu yere gitti.

erant autem lampades copiosae in cenaculo ubi eramus congregat
toplanmış olduğumuz üst kattaki odada birçok kandil yanıyordu.

at ille respondit fratres meos quaero indica mihi ubi pascant grege
yusuf, ‹‹kardeşlerimi arıyorum›› diye yanıtladı, ‹‹buralarda sürü güdüyorlar. nerede olduklarını biliyor musun?››

at ille ubi est inquit quare dimisistis hominem vocate eum ut comedat pane
babaları, ‹‹nerede o?›› diye sordu, ‹‹niçin adamı dışarıda bıraktınız? gidin onu yemeğe çağırın.››

cor tuum meditabitur timorem ubi est litteratus ubi legis verba ponderans ubi doctor parvuloru
geçmişteki dehşetli günleri düşüneceksin.

aliae vero supervenerunt naves a tiberiade iuxta locum ubi manducaverant panem gratias agente domin
rabbin şükretmesinden sonra halkın ekmek yediği yerin yakınına taberiyeden başka tekneler geldi.

nolite thesaurizare vobis thesauros in terra ubi erugo et tinea demolitur ubi fures effodiunt et furantu
‹‹yeryüzünde kendinize hazineler biriktirmeyin. burada güve ve pas onları yiyip bitirir, hırsızlar da girip çalarlar.