검색어: vice (라틴어 - 터키어)

si non intercessisset dilatio iam vice altera venissemu
Çünkü gecikmeseydik, şimdiye dek iki kez gidip gelmiş olurduk.››

alia etiam vice philisthim inruerunt et diffusi sunt in vall
filistliler bir kez daha gelip vadiye baskın yaptılar.

et ingravatum est cor pharaonis ita ut ne hac quidem vice dimitteret populu
Öyleyken, firavun bir kez daha inatçılık etti ve halkı salıvermedi.

quia haec dicit dominus ecce ego longe proiciam habitatores terrae in hac vice et tribulabo eos ita ut inveniantu
onları sıkıştıracağım.››

ego autem steti in monte sicut prius quadraginta diebus ac noctibus exaudivitque me dominus etiam hac vice et te perdere nolui
‹‹daha önce yaptığım gibi dağda kırk gün, kırk gece kaldım. rab yine yakarışımı duydu ve sizi yok etmek istemedi.

et ait ditavit me deus dote bona etiam hac vice mecum erit maritus meus eo quod genuerim ei sex filios et idcirco appellavit nomen eius zabulo
‹‹tanrı bana iyi bir armağan verdi›› dedi, ‹‹artık kocam bana değer verir. Çünkü ona altı erkek çocuk doğurdum.›› ve çocuğa zevulun adını verdi.

at ille subiunxit iuste vocatum est nomen eius iacob subplantavit enim me en altera vice primogenita mea ante tulit et nunc secundo subripuit benedictionem meam rursumque ad patrem numquid non reservasti ait et mihi benedictione
esav, ‹‹ona boşuna mı yakup diyorlar?›› dedi, ‹‹İki kezdir beni aldatıyor. Önce ilk oğulluk hakkımı aldı. Şimdi de benim yerime o kutsandı.›› sonra, ‹‹kutsamak için bana bir hak ayırmadın mı?›› diye sordu.