검색어: kakta (리투아니아어 - 터키어)

kakta
alın

jūsų kakta kraujuoja.
alnınız kanıyor.

jo kakta buvo aukštesnė.
alnı daha yüksekti.

...kuriai prakirsta kakta!
- ...başı yarılan bir kız var!

juk ten galėjo būti mano kakta.
o ezilen benim alnım olabilirdi dostum.

-kakta į kaktą. -matėte?
burun buruna geldiler.

ar tave pridengia mano stora kakta.
yoksa koca kafam yüzünden göremiyor musun?

turiu ir karštesnių vietų negu kakta.
alnımdan sıcak yerlerim de var!

tikrai manai, kad mano kakta stora?
gerçekten de koca kafalı mı olduğumu düşünüyorsun?

ne. ne, ne tokia didelė kaip tavo kakta.
hayır, o senin alnın kadar geniş değil.

tu tik žinai kaip elgtis su ta plačia kakta.
sen o koca kafanı kullanmanla tanınırsın, doğrudur.

o jei nuplikusi galva ar kakta pabalo ar paraudo,
ama saçı dökülmüş ya da alnı açılmış adamın başında veya alnında kırmızımsı-beyaz yaralar çıkmışsa, adam deri hastalığına yakalanmış demektir.

vagoja kakta pergalės raukšlės, o rankos tiesiasi stabų.
bugün alnımızda zafer çelenkleri; ...örselenmiş zırhlarımız, silahlarımız, ...birer anı olarak duvarlara asıldı.

todėl nuėjau pas aukščiausią vadą ir trenkiau jam kakta į kaktą, tik bum
bende bu yüzden komandoya gittim. ve kafatasina birkere vurdum.bang!

kadangi aš žinojau, kad tu kietasprandis, tavo sprandas geležinis ir tavo kakta varinė,
tunç alınlı, demir boyunlu olduğunuzu bildiğim için

galvą pridengė mitra ir ant jos, ties kakta, pritaisė auksinę plokštelę, šventą vainiką, kaip viešpats įsakė mozei.
başına sarığı sardı, ön kısmına kutsal tacı, altın levhayı koydu. musa her şeyi rabbin buyurduğu gibi yaptı.

- galbūt ras karvę dviem kaktom. - negalvokit tokiom kategorijom.
bakarsın lydonların bir iki-başlı ineği daha olmuştur.