검색어: situacijom (보스니아어 - 터키어)

vladam situacijom.
başa çıkıyorum.

ja vladam situacijom.
bana kaltak filan mı diyeceksin? hayır, öyle değil.

- nisi zadovoljan situacijom?
- bundan mutlu değilsindir. - hayır.

jako sam zadovoljan situacijom.
buraya kadar her şey iyi gitti.

ti ovo zoveš situacijom?
- buna sorun mu diyorsun?

- upoznajemo te sa situacijom.
gibbs, altyapı oluşturmaya çalışıyoruz.

- jer se nose sa situacijom?
olanlar onları etkiledi mi?

da te upoznam sa situacijom.
İzninle sana işlerin nasıl yürüdüğünü çabucak bir izah edeyim.

kako se oni nose sa situacijom?
peki, çocuklar bu duruma nasıl dayanıyor?

"gubi se kontrola nad situacijom.
türkiye'nin devlet boru hattı kuruluşu botaŞ'ın eski genel müdürü mete göknel, "durum kontrolden çıkıyor.

foster upoznaj ga sa situacijom.
foster, reynolds'a durumu anlat.

a šta je sa mojom situacijom?
ya benim durumum?

- izgleda kao da vladate situacijom.
- görünüşe göre üstesinden gelmişsiniz.

izgleda da nisi upoznat sa situacijom.
yeni olduğunuz için henüz bilmiyorsunuz galiba.

g. paris i ja vladamo situacijom.
durum, bay paris ve benim kontrolümüz altında.

! mislio sam da ti vladaš situacijom.
bu konuda idarenin sende olduğunu sanıyordum.

- voren, nisam zadovoljna ovom situacijom.
-bu durumda pek mutlu sayılmam.

ali sada, moramo se suočiti sa situacijom.
sarığını daha sonra konuşuruz. bir memur çağırırız şikayet dilekçesi yazabilirsin.

godinama je naučio kako da vlada situacijom.
artık dava konusunda iyice kaşarlandı, dedi.

možda je, znaš, zauzet, jeremijevom situacijom.
belki de jeremy meselesi yüzünden biraz meşguldür.