검색어: zabrinutost (보스니아어 - 터키어)

zabrinutost?
endişelerini mi?

Čemu zabrinutost?
- ne oldu?

cijenim zabrinutost.
İlgi ve alâkana minnettarım.

iskrena zabrinutost?
İlgilenmeye mi başladın?

cijenim vašu zabrinutost.
endişeni saygıyla karşılıyorum.

zabrinutost ili procedura?
meraktan mı, prosedür icabı mı?

- razlog za zabrinutost.
- endişe için bir sebep.

postoji sigurnosna zabrinutost
devir teslim işlemi hala bitmemiş.

cenim tvoju zabrinutost.
beni düşündüğün için sağ ol. Şimdi kapıyı aç.

arone, cenim zabrinutost.
aaron, teşekkür ederim.

- dijelim tvoju zabrinutost.
- anlıyorum seni

ali nema razloga za zabrinutost.
her şey planlandığı gibi gidecek.

cijenim vašu zabrinutost, maršale.
endişelendiğin için teşekkür ederim, Şerif.

- i vaša je zabrinutost zapažena.
- endişeniz dikkate alınacak.

- ne deliš moju zabrinutost oče?
- apollo ben orada değildim.

cijenim zabrinutost vašeg asistenta...
asistanınızın endişesini anlıyorum--

brendone, razumem tvoju zabrinutost.
- brandon, endişen için minnettarım.

-preneću direktoru tvoju zabrinutost.
amir bay berenson'a mı?

moja jedina zabrinutost bi bio susjedstvo.
tek endişemiz yakın komşularımız konusunda.

iskreno cenim tvoju zabrinutost, ali...
- unut bunu. kaygılanmanı gerçekten takdir ediyorum, ama--