전문 번역가, 번역 회사, 웹 페이지 및 자유롭게 사용할 수 있는 번역 저장소 등을 활용합니다.
komentarišući novu strukturu prvanov je rekao da bi njen rad mogao da bude uspešan samo ako bi predstavnici pravosuđa dali jednak doprinos procesu.
sljivancanin, katliamı gerçekleştiren ve "vukovar Üçlüsü" olarak bilinen bir grup eski subayın hala yakalanmayan sonuncu üyesi.
međutim, papadopulos kaže da je ananov zahtev jednak pozivu vladi da otkrije svoju pregovaračku strategiju uoči moguće nove runde pregovora.
fakat papadopulos, annan'ın isteğinin hükümete olası yeni tur müzakereler öncesinde müzakere stratejisini açıklaması yönünde bir çağrı anlamına geldiğini söylüyor.
najveći rumunski poreski dužnici počeli su da plaćaju svoje dugove, ali ukupan iznos duga još uvek je jednak skoro trećini državnog budžeta.
romanya'nın en büyük vergi borçluları borçlarını ödemeye başladılar; fakat geri kalan toplam miktar hâlâ devlet bütçesinin üçte biri kadar.
katnić je takođe predvideo da će ove godine podgorica zabeležiti ekonomski rast jednak ili veći prošlogodišnjem od 2,5 odsto, uglavnom zbog turističkog buma u toj zemlji.
katniç, bu yıl podgorica'nın, büyük oranda yaşadığı turizm patlaması sayesinde, geçen yılki %2,5'i yakalayacak, hatta geçecek bir ekonomik büyüme kaydeceği tahmininde de bulundu.
broj povrataka u srebrenicu u proteklih 12 meseci otprilike je jednak ukupnom broju povrataka u prethodnih šest godina. [haris memija]
son 12 ayda srebrenica'ya dönen kişi sayısı, önceki altı yılda gerçekleşen toplam dönüş sayısına neredeyse eşit. [haris memija]
međutim, u sadašnjim uslovima, kada je broj zaposlenih i penzionera gotovo jednak, sistem je jednostavno bankrotirao i živi samo uz pomoć stalnih subvencija iz državnog budžeta.
fakat emekli ve çalışan nüfusun neredeyse birbirine eşit olduğu mevcut koşullarda sistem iflas etmiş durumda ve devlet bütçesinden düzenli yapılan yardımlar sayesinde ayakta duruyor.
međutim, bih ostaje pri stavu da su ubistva, terorisanje i proterivanje muslimana bili planirani, organizovani i finansirani iz beograda i da je bio postavljen model ponašanja koji je jednak genocidu.
ancak bh, müslüman halka yönelik cinayet, terör ve sınırdışı eylemlerinin belgrad'da planlandığı, organize ve finanse edildiğini ve bu tip bir davranış biçiminin soykırım demek olduğunu savunuyor.
kada je u pitanju paket zakona o decentralizaciji koji je usvojio parlament, batler je rekao da je stav vašingtona jednak poziciji svetske banke i mmf- a da novi zakon ispunjava sve tehniÄke kriterijume za uspešno funkcionisanje opština.
parlamento tarafından onaylanan ademi merkeziyet yasa paketi hakkında ise butler, washington'un tutumunun dünya bankası ve imf ile aynı olduÄunu söyledi: yeni yasanın belediyelerin baÅarılı Åekilde iÅlemesi için gerekli teknik kriterleri karÅılaması.
"ovo partnerstvo imaÄe federalnu vladu sa jednim meÄunarodnom identitetom, kao i konstitutivnu državu kiparskih turaka i konstitutivnu državu kiparskih grka, koje Äe imati jednak status."
görüşmelerin gelecek ay başlamasını beklemenin gerçekçi olup olmayacağı şeklindeki bir soruya zerihoun, perşembe günü sürecin net bir şekilde o yönde ilerlemekte olduğunu söyleyerek yanıt verdi.